Şiir Ve Ritim

Aman aman aman heeyyy
Halıımm yaman heeyyy
Seni alıp götürem arpa buğday zamaneeeyyy...

Bir komutan, mesela bir albay, görev başında askeri birlik içinde emrindeki askerlere karşı kullandığı sertlik ve disiplini evinde hanımına ve çocuklarına karşı kullansa, assa kesse, ya da evindeki yumuşaklığı, hoşgörüyü birliğine taşısa ve askerlere öyle muamele etse...

Bir doktor, mesela bir beyin cerrahı, beyin ameliyatındaki ciddiyeti, şaka kaldırmaz tavrı evine taşısa, eşine ve çocuklarına gece gündüz yirmidört saat beyinden, loplardan, anesteziden, damarlardan filan bahsetse, ya da beş yaşındaki çocuğuyla alt alta üst üste oyun oynadığı o umarsız haliyle beyin ameliyatına girse...

Bir avukat dava ve duruşmalarda savcının karşısındaki kitabi, kanuni ve cevval halini eşine ve oğluna karşı da kullansa, 'şu maddenin şu fıkrasına göre seni seviyorum karıcığım', 'sana şu bende göre harçlık cezası veriyorum yavrucuğum' dese...Ya da eşinin saçını okşarkenki şefkati davacı tarafında olduğu bir katile karşı da kullansa, o şekilde davransa...

Olmaz dimi?
.
.
.
.
.

Bir şair
Didaktik bir şiirde kullandığı o kılı kırk yaran dikkati, ciddi üslubu ve özeni hiciv şiiri yazarken de kullansa...

Ya da hiciv yazarken takındığı edebi zevzeklik haliyle bir ağıt yazsa...

Ya da ağıt yazarken ki duygusal ve hüzünlü haletle mani yazmaya kalksa

Olmaz dimi...

Ve bir şair; aşkı sevgiyi anlatırken de savaşı anlatırken de barışı anlatırken de gülen çocukları anlatırken de ağlayan insanları anlatırken de hayat derken de ölüm derken de vatanı milleti över haine küfrederken de aynı mimikleri, aynı tonları, aynı tavrı, aynı üslubu, aynı havayı kullansa

Olmaz dimi...

E o zaman

Aman aman amaannn heeeyyy
Haalııım yaman heeeyyy...