Siyaset ve Memleket
Bir özlemdir memleket, her yürek ister ve istemiştir memleketini 
Ya ölünce memleketime gömün beni 
Ya da köyümün yağmurlarında... denmiştir 
Şarkılarında gurbetin 
Ya memleket hasretiyle yakmıştır şairini 
Ya memleket sevdasıyla... 
Memleket önemli sayılmıştır insanınca, 
Ancak bu böyle ne kadar devam eder bilinmez 
Gurbet ellerde memleketten uzak 
Acaba ananın babanın olduğu yer midir memleket? 
Yoksa koptuğu kültür toprağımı insanın 
Bundan böyle bir memleket haline gelen şehir anlayışı da 
Aynı duyguları ne kadar yansıtır? 
Ya da bu duygular ne kadar derin olur? 
Memleket sevdasını yüzeyselleştirir mi? 
Ya da bu anlayışı ortak bir kültür çatısı altında mı toplar? 
Kültür birliğinin bire bir aynı olduğu bir toplumda 
Memleket sevgisi ne kadar belirginleşir? 
Ya da memleket sevgisi, vatan sevgisi olarak mı algılanır? 
Bizim memleketten kastımız tabi ki vatan olmakla beraber, kültür örf ve adetin de aynı olduğu yöredir. 
Belki endişemiz yöreselliğin ortadan kalkabileceğindendir. 
İletişim teknolojisi bu durumu körüklemektedir. 
Aslında iletişim teknolojisinden ziyade; iletişim politikaları bu endişeyi ortaya koymaktadır. 
Her ne kadar araç iletişim olsa da kaynak önemlidir 
Bu kaynakta iletişimin yönünün nerden geldiğidir ki, bu yön hiçbir zaman geleneksel olmamıştır. 
Tabi burada gelenekçilik yine küçümsenebilir. 
Ancak yıllarca gelenek ve göreneklerimiz ile gurur duymuş bir toplum olarak, bugün gelenek ve göreneklerden bu kadar korkulmasının nedenini anlamak mümkün değildir. 
Acaba geleneklerden bu denli korkulmasının anlamı nedir? 
Bu korku bizim toplumumuza özgü bir durum mu? 
Yoksa bütün toplumlar için de geçerli olan bir durum mu? 
Eğer bütün dünyaya özgü bir durumsa bu daha vahim değil mi? 
Ya da geleneklerine dost olan toplumlar da yeterince var mıdır? 
Bu çözümlenmesi üzerinde durulması gereken bir durum bence 
Yani yüzeysel olarak bu soruların cevabını verip işin içinden çıkılmamalı. 
Geleneksel yaklaşımın zararlarını sıralamak isterdim 
Bu yaşam tarzı şu ana kadar nelere ne kadar zarar vermiştir? 
Acaba gelenekler teknolojiye mi muhalefet ediyor? 
Yoksa teknolojinin yönlendirildiği politikalara mı? 
Teknolojik araçlar iletişim geleneğe göreneğe uygun olabilir mi? 
Benliğimizi silmeden geçmişimizden kopmadan teknik ilerlemeler kaydedemez miyiz? 
Ya da benliğimizin silinmesinin bu şekilde gelişimimizin ya da değişimimizin tamamlanmasının bize ne gibi zararları dokunur? 
Ya da nasıl faydaları olur? 
Bunun en güzel cevabı toplumun vicdanındadır. 
Toplum vicdanı bir o yana bir bu yana sürüklenedururken, 
Yine toplumun cevaplama iradesi ne kadar etkili ve ne kadar sabırlı olur? 
Yılgın çilekeş bir vicdan ne kadar ikna edici olabilir. 
İrade gücü erozyona uğratılmış bir toplumdan arta kalan siyasi arenada at oynatan oynatana olacaktır mutlaka. 
Bugün bu arena o kadar genişlemiştir ki propaganda denen çalışmaları bakın nelerle birlikte içine alabiliyor. 
Partilerin propaganda çalışmaları ışığında olumsuz olarak değerlendirdiklerim 
Milli servet bakımından önemlidir 
Fuzuli masraflar ve vaatler iktisadilikle pek paralel görünmemiştir. 
Yurdumuzun il-il, ilçe-ilçe, köy-köy her köşesinde yollara asılan tonlarca bayrak 
Duvarlara yapıştırılan afişler dağıtılan broşürler, kiralar, harcamalar, insan enerjisi, trafik, gürültü, çevre kirliliği, 
Değişen gündemlerin önemli sorunların üzerini örtmesi gibi unsurlar 
Ekonomimizi daha da olumsuz etkilemiş siyasete yaklaşımı daha da olumsuzlaştırdığı gibi, siyasetin saygınlığını da yok etmiştir. 
Bugüne kadar uygulanan idealist olmayan,
Tepkisel oluşan siyasi polemikler, manevralar 
Toplumumuzun milli duygularını zedelemiştir. 
Hükümet içerisinde görev almış parti liderleri 
Bu güne dek çeşitli basın ve yayın organlarından 
Vatandaşının gözleri içine bakıp 
Şunu yaptık bunu yaptık başarılı yönetimler gerçekleştirdik 
Söylemleriyle bu cüreti kendilerine hak görmüşlerdir. 
Siyasilerimizin içinde bulunduğu bu vahim durum ekonomiyi bu duruma getirmiş 
Ekonomik ve demokratik sorunlar da 
Maalesef toplumumuzun vatan ve millet bilincinde önemli tehditler oluşturmuştur 
Yaşamış olduğumuz çoğu seçimlerde, zaman zaman geniş aile kesimlerinin 
Ya da bazı dernekler vakıflar sivil toplum örgütleri gibi kalabalık kitlelerin iradelerini 
Ücret karşılığı kullanmaları bazı değerlerin gözden geçirilmesi gerekliliğini,
kazanılanın karşısına kaybedilenlerin de konulması sonucunu doğurmuştur. 
Tabi ülkemizde çoğu şeyde olduğu gibi halkın iradesi üzerinde oynanan oyunlar ve aynı zamanda halkın vicdanı üzerine konulan ipotekler,
cüzdan yürek ikilemi arasında kalan insanların dejenerasyonunu hızlandırmış 
Gelecek kuşaklara olumsuz bir anlayış bırakacağı ise endişe edilmesi gereken husus haline gelmiştir. 
İnsanımızı zaman zaman bir poşet zeytine, zaman zaman bir tabak pilava miting yerlerini doldurtmak durumunda bırakan hangi siyasi ahlakın 
ülke insanının bir dilim ekmeğe muhtaç olmasından ne kadar rahatsız olup olmayacağını aklı selim insanlara soruyorum. 
Kısaca bu tarz çalışmaların insanımızın onurunu zedelediğini düşünüyorum. 
Ancak maalesef ülke siyasi anlayışı yaşadığı yanlışlıkların içerisinde 
doğruya uzanmak doğruyu bulmak için yine de yanlış metotları kullanmaktan vazgeçememiştir. 
Belki bu iyi niyetli bir yaklaşımdır diyelim 
Yani bu yemişler o anlık ihtiyacın karşılanmasına yönelik yaklaşımlar diyelim 
Ancak memleket insanının bunu algılayış profilinin nasıl olduğuna dair bir garanti verilemez.
 
Her insanın algılaması hem anlayış hem de algılama dereceleri yönünden farklılık gösterecektir. 
Bu bakımdan farklı algılamalara açık olan uygulamaların kullanılmaması faydalı olacaktır. 
Sonra kötü diye ortadan kaldırılmak istenen illegal durumlar maalesef teamül haline gelme durumunda kalacaktır, kalmıştır. 
Bunun yok edileceği kaynak her şeyiyle siyasettir. 
Propagandasıyla, seçimiyle, seçim sonrasıyla siyasettir. 
Eğer iradeyi bedeli ne olursa olsun maddi bir dayanağa bağlayarak elde edersen. 
Seçim sonrası kendi kademelerinde rüşveti kaldıramaz 
Alıştırmış olduğun ülke insanının da vermesini önleyemezsin 
Önce verip sonra verdirmek sadece siyasilerin iradesidir aslında 
Yoksa ülke insanının iradesinden çok fazla söz edilmemeli...