Sorular Harmanında Düşünmek

Bir insan sabahtan geceye neler yapar?

Şimdi, sizlere normal bir insanın gün boyu neler yaptığını sıralayacağım; tabii burada genel durum dikkate alınmıştır.

Şöyle ki, uykusundan uyanan insan önce lavabo ihtiyacını giderir yüzüne su çarparak kendine gelmeyi hızlandırır, biraz yalpalayıcı hareket yaptıktan sonra hazırsa kahvaltısını yapar değilse, kahvaltı hazırlar ve yapar...sonra ev hanımı ise ev işlerine yavaştan koyulur...işi olan biri ise işine gider, genelde sekiz saat olan iş mesaisi tam dolu dolu geçmese de, işyerine bağlı kalarak akşamın öncü saatlerine kadar çalışır veya çalışmaya çalışır, sonra büyük şehir ise biraz trafik ile boğuştuktan sonra eve yeniden döner... ya da ihtiyacı olan herhangi bir şeyi almak için market, mağaza gibi yerlere gider...ya da bu istisnadır, eğlenme ve zaman geçirme için bir açık hava mekanına veya alışveriş merkezine gider...neticede birkaç saat gecikmeyle evine döner, eve gelen insan, zorunlu ihtiyacı nedeniyle akşam yemeğini hazırlar ve yer... sonrasında keyif çayı veya başka içecek veya meyve ile televizyon karşısında zaman öldürülür, ne zamana kadar uyku saatine dek... o dizi senin bu dizi benim derken saat 12'yi vurmuştur... istisna olarak ailecek oturulup hasbihal yapılır ve kitap okunur veya misafir ağırlanır veya misafirliğe gidilir... yat saati çaldığında yatağa doğru hızlı adımlarla gidilir yeniden uykunun derin deryasına dalınır... yine istisna olarak gece çalışan olabilir...ne için ekmek parası için... bu yapılan işler arasında vakit bulunursa; sevgiye ilişkin davranışlar gösterilebilir, yine insani ihtiyaçlar giderilir... neticede, bir insanın sabahtan geceye dek yaptığı, yapacağı davranışlar bütünü bunlardır.

Şimdi asıl mevzuya gelelim; peki hayvanlar gün boyu ne yapar? Aşağı yukarı aynı şeyler... Neden çünkü onlarda canlı ve bazı ihtiyaçları var...Uyurlar, yerler ve yemek için gün boyu ararlar etrafı kolaçan ederler yada sahipli bir hayvansa sahibi besler temizliğini yapar...Can alıcı soru şu; bizlerin insan olarak hayvanlardan farkı ne? Ne yapıyoruz da hayvanlardan ayrılıyoruz? Bizlerde ana davranışlar olarak uyuma, dinlenme, yeme, içme, cinsel ihtiyaçlar, boşaltma gibi faaliyetler yapıyoruz aynen hayvanlar gibi... Öyleyse, farkımız ne? Eğer aynı şeyleri yapacaksak neden aynı yaratılmadık, neden akıl ve irade verildi, neden hayvanları ve diğer canlıları kontrol ve yönetme yetisi ve imkanı verildi, bu nedenler uzar gider...

Neden düşünme yetisi, nimeti bahşedildi?

Eğer günlerimiz yukarıda saydığım gibi rutin işleyecek ve ömrün sonuna dek böyle gidecekse neden insanız?

İşte tüm bu nedenlerin cevabı yine insanın kendinde gizli. Düşünerek bu nedenlere cevap verebilir. Aklederek farkı ortaya çıkarabilir. Gözlemleyerek ve değerlendirerek insanın yaratılışındaki hakikati görebilir.

Herhalde insan, bunca nimet denizinde hayvansal güdülerini tatmin etmek için yüzmüyordur. Herhalde insana, yalnızca günlük zorunlu ihtiyaçlarını ve gelecek ihtiyaçlarını karşılamak için bunca donanım verilmemiştir. Herhalde insana, keyif sefa sürsün diye akıl, irade ve düşünme yetisi verilmemiştir. Herhalde insan Yaradan tarafından, ortalama 60-70 yıllık ömrünü ikmal etmesi ve saadet içerisinde son nefesini vermesi için muhatap alınmamıştır. Herhalde, hayvanla aynı işleri yapalım diye peygamberler, dinler, kitaplar ve daha çok yol göstericiler gönderilmemiştir. Herhalde önce akıl verilip, sonrada kainattaki bu nizamın mükemmel işleyişi yani akla uygun işleyişi sırf mantıklı olsun diye yaratılmamıştır. Herhalde, sevgi gibi yüce duygular cinsellik ve birkaç yıllık aşklar yaşansın diye verilmemiştir. Bu şekilde daha çok herhalde diye başlayan cümleler kurulabilir.

Demek ki, sırf ihtiyaçlarımızı karşılayıp keyif ve sefa sürelim diye yaratılmadık. Demek ki, hayvandan ayrı olarak verilen üstün nitelikler, akıl ve irade, bir vazifeyi yerine getirmemiz için verildi. Demek ki, Yaradan bizi yarattıktan sonra peygamber ve yol gösterici bir çok zat ve kitaplar göndermek ve kainatın sistemini mükemmel bir şekilde işletmek ve her daim kaza ve atası ile hayata müdahaleleri ile insanı muhatap aldığı ve sevdiği ve başı boş bırakmadığı görülmektedir bunlar sebepsiz olamaz...Peki, bunca nimete, bunca muhatap alınmaya karşılık Yaradan bizden ne istiyor? hiç düşündük mü? Hem dünyada sefa sürün yani cenneti yaşayın, sonra da gelip cennete girin diye değildir.

Düşünmek en önemli insani vasıftır. Düşüncenin hakkını vermek gerek. Çevremizde ki güzellikleri, bedenimizdeki güzellikleri, kainatın mükemmel sistemini, kışı ve baharı, her gün ölüp gideni, doğanı, musibetleri, hastalıkları, diğer canlıların yaşayışını, sayılamayacak nimetleri, verilen aklı, iradeyi, bir sineğin kanat çırpmasını ve daha daha çok şeyi düşündük mü? Düşünmek için çabaladık mı? Bize verilen mesajı alabildik mi? Yaratılıştaki sırra az da olsa vakıf olabildik mi? Gözümüzü manaya açabildik mi? Maddenin arkasını, ötesini görebildik mi? Bu gidiş nereye diyebildik mi? Bunca doğan bunca ölen bize ne anlatıyor diyebildik mi? Düşünerek Allah'a ulaşmayı denedik mi? Yoksa taklit ve kulaktan duymalar ile mi etrafa bakıyoruz. Yalnızca başımız sıkışınca Allah'ı hatırlamamız açıkça insafsızlık ve nankörlük değil mi? Oysa gözün gördüğü her yerde kulağın işittiği her seste, kalbin duyduğu her histe "O" varım demiyor mu? Bize her yarattığında bir tecellisini göstermiyor mu?

İşin özü; İnsan, oku kendini ve silkelen, düşün varlığının nedenini...Vesselam.

Mayıs, 2012.

15 Mayıs 2012 5-6 dakika 35 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 12 yıl önce

    Düşünmek zor ama gerekli, eğer düşünme melekesini yitirirsek insalıktan çıkarız...Okuyup düşünenlere teşekkür ederim...ÖF