Sözün Bittiği Yer

Sözün bittiği yerdeyim. Laf lafı çeviremiyor bugünlerde. Yeğenim Yağmur msn'den görüntülü sohbet yapmayı öğrenmiş. Babası uzun süredi akademik çalışmaları nedeniyle uzaklarda.

Babası
- Kızım bak ne güzel artık birbirimizi görebiliyoruz, deyince.
- Ama ben buradan sana sarılamıyorum ki, babacığım, demiş.


Şimdi gel de bunu tam bir Türkiye ve İstanbul hayranı Yunanlı dostum Panos'a çevir.

Şu Ferhat Göçer enteresan bir yetenek. Birkaç yıl önce Ozan Doğulu'nun direktörlüğünde DMC'den çıkan ?karma? albümünü dinliyorum. Eski defterleri karıştırma makamındayım. Yemen Türküsünü yorumluyor;

Al yeşil bayrağı gelin mi sandın...

Şimdi gel bunu bizim amerikalı editör Bob'a anlat.

1999 Adapazarı depreminde bir İsveç haber ekibine bölgeyi gezdiriyor ve tercümanlık yapıyordum. Bir ufaklık çıktı karşımıza. Anne baba ortada yok. Belki de enkaz altında gelen kokular onlara ait. Nasılsın, neler oldu, iyi misin diye sormak istedi haberci ufaklığa. Bizim minik başladı neler olduğunu anlatmaya.

Uyuyordum, sonra uyandım, başımdan aşağı karlar yağıyordu. Annem nerede.

Swanson'a ne çevirdim bilemiyorum, zaten o gün hepten kopmuştum.

Sonbahar'a doğru ikinci deprem olmuş ben de AGİT zirvesinde dışişleri adına Mısır Heyeti'ni ağırlamaktan sorumluyum. Heyet başkanı zamanın Mısır Dışişleri bakanı, bugün Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Bin Musa. Böylesine önemli bir şahsa devlet düzeyinde - mutlaka olması gereken - daha yüksek ilgi gösterilmiyordu, 26 yaşında bir Ümit dışında; belki Ortadoğu masamızın güdüklüğünden, belki odak noktamızın AB'li ve ABD'li (Clinton, Allbright) mümtazları ağırlamak olmasından, belki de ilk kez dünyanın hemen bütün liderlerinin hep bir anda İstanbul'a gelmiş olmasına ?yetişememizden?...

Sayın Musa'nın bölgeye Yunanlılarla beraber ilk yardım elini uzatan ve sahra Hastanesi kuran Mısır Ekibini ziyaret etme talebi üzerine, askeri helikopterle afet bölgesine intikal ediyoruz. Ben de eski rehberlik deneyimime yaslanmışım, pervane gürültüsüne meydan okumaya çalışarak bölgeyi anlatıyorum. Birden Adapazarı'na geliverdik. Stada ineceğiz. Evleri okulları, hasteneleri, yolları görmemiz lazım. Oysa hepsi dümdüz, kartondan evler gibi kat kat olup yığılmış; koskoca şehir yerle bir olmuş. O an tüm heyetin, tercümanları dahil yapabileceği tek şey gözyaşlarına sığınmaktı.

Hatıra defteriminde açılan bir sonraki yaprakta, Amerika ile Irak ilişkilerinin gerildiği günlerdeyiz. Irak ? Türk Dostluk Derneği idi zannediyorum bir seri toplantı düzenliyor. Dünyanın farklı merkezlerinde Friends of Iraq (Irak'ı Sevenler) şemsiyesi altında konferanslar örgütleniyor. Protestolar, yürüyüşler. İstanbul'da siyasitçilerimiz toplanmış. Rus, Alman ve Fransız parti liderleri, kanaat önderleri aramızda. Şimdi adı bile anılmayan bir partimizin liderlerinden biri, söz kendisine gelince, Irak'ı içinde bulunduğu çıkmazdan çıkartmak ile kendi yönetimlerinde bazı yerel belediye uygulamaları arasında benzerlik kurmaya yeltendi. Hazır dinleyende bulmuş, kendilerinin su arıtma tesisi projeleri, kaldırım, çoçuk parkı yapmak gibi hayırlı işlerinden bahsetmeye başladı. Hayatımda ilke ve son defa tercüman ilkelerine aykırı olarak anons yaptım:

- Ben bu absürd beyanatları çevirmeyi reddediyorum.

Zaten oturum başkanı benden daha fazla sıkılmış olmalı ki, konuşmacının sözünü bir iki dakika içinde sertçe kesti ve toplantı olağan göndemine geri dönmüş oldu.

Rahmetli İzzet, genç yenetek, melek, vakitsiz ölen çevirmen arkadaşım; savaş konulu çevirileri reddederdi.

Ben de geçen gün bir Ermeni Dosyasını çevirmeyi reddettim. Öyle ya, Türk Ceza Kanununa göre, eğer mahkeme çevrilen eserde suç unsuru bulunduğuna hükmederse, çevireni de içeri alıyorlar. Yani yabancı lisanı olmayan birisi merak etse bu kitapta ne yazıyor bana bir çeviriver diye, ben de adam böyle düşünüyormuş diye çevirsem, çevirdiğim ve bu ?muzır? fikirleri masum halkımıza enjekte ettiğim için suçlanabiliyorum.

O halde sözün bittiği yerdeyim. Bugünlük çeviriye paydos.

Not: Bu yazım Medikongre dergisinin Ağustos 2008 sayısında yayınlanmıştır.

21 Ağustos 2009 3-4 dakika 8 denemesi var.
Yorumlar