Süheyla-9

Ali bey neşeyle uyandı ve kahvaltısını yaptıktan sonra kapının önünde balkon kenarında oturdu. Etrafı seyrediyor ve havanın güzelliğini içine çekip. Ayşe hanımın yolunu gözlüyordu hangi tarafa giderse o da o yöne doğru işe gidecekti. Bu gece kafasında neler konuşacağını çoktan düşünmüş ve planlamıştı. Bu gün bitecekti içindeki yangınlar. Gençliğinde yaptığı hatayı yapmayacak ve çok geç kalmış olduğu aşkını anlatıp bir sonucu bulacaktı. İçinde hep güzel düşüncelerle başlamıştı güne sonunun da böyle olmasını diliyor ve istiyordu.

Hasan erken kalktı ve annesine yardım etti. Köyün güzel havasını soludu sabah erkenden. Kahvaltının tadı başkaydı bu gün. Aslında gece düşündükleri daha başkaydı. Hiç düşünmemiş ve böyle bir güne başlamamıştı. Kafasında düşünüp yaşadıklarını kitaplarda okumuştu çocukluğunda. Çünkü hep köy hikayelerinin kitaplarını okudu. Ona bir Anadolu köyünde doğduğunu biliyor ve hep oraların hikayelerini okuyordu. Bu gün işte o hikayelerden birini yaşamayı gerçekleştirmeyi düşünüyor ve bu tesadüfün hayal mi gerçek mi olduğunu öğrenmek istiyordu. Bunun için Süheylayı kolluyor yalnız kalacağı zamanı bekliyordu.

Ayşe hanım işlerini bitirdikten sonra oğluna yanına gelip izin istedi. Oğlum bu gün Cuma erkekler hep camiye gider burada. Sen gelme yada namazdan sonra gelirsin beni bulduğun yerde olacağım. Ben işlerimi toparlayayım sonbahar yakındır. Bana izin edersen işime gitmek istiyorum yarın beraber gideriz olur mu diye sordu? Hasan hiç düşünmeden cevap verdi olur tamam annem sen işine bak ben hallederim. Ayşe hanım azığını alıp yola koyuldu.

Ali bey Ayşe hanımın gittiği yönü gördü ve rahatladı yalnız gitmesi onu daha çok mutlu etti ve kalktı oturduğu yerden içeri geçti. İçerde biraz zaman geçirmeyi düşünüyordu. Aynen öyle yaptı ve Süheyla ile sohbete başladı. Konuştu geçmişten ağabisinden arada saate baktı ve artık zaman geldi diye düşündü. Kızım ben bu gün Cuma aya gitmeyeceğim gideyim bizim filan yerde ki çayırda çalıları toplayayım sen yarın gider alırsın. Sen bu gün gitme bir yere evde kal işlerini yap. Gelen olur ev açık olsun.Yarın gider topladıklarımı alırsın ben evde kalırım.Süheyla her zaman ki gibi babasının sözünü dinledi.

Aslında Süheyla da Hasan'ı görmek onunla konuşmak istiyordu ve o gün onun da camiye gideceğini düşünüyordu. Fakat onu nasıl görecekti. Acaba Hasan o mektuptan sonra ona gelecek miydi cevabını soracak mıydı yoksa onun cevap yazmasını mı bekliyordu. O anda düşündü ve hemen babasının uzaklaştığını baktı odasına gitti. Eski defterlerinden bir kağıt aldı ve düzgün kesti. Kalemi alıp oturdu yazmaya. Yazısı çok güzel değildi fakat yinede özenerek iç dünyasını hayallerini ve okuduğu mektubun satırlarını okuyarak cevaplamaya başlamıştı. Namaz vakti geldi herkes camideydi Süheyla henüz bitirmişti mektubunu ve tekrar tekrar okumuştu. O sırada kapı tıklanmıştı fakat duymamıştı. İkinci tıklama daha yüksekti ve kimse yok mu sesi gelmişti kulağına. Bu ses bu ses Hasanın sesiydi. Bir anda toplandı ve mektupları yastığının altına koyup toparlanarak kapıdan çıktı buyur diyebildi. Fakat heyecanı yüzünden ve durduğu yerde kalmasından belliydi.

Hasan baktı ve kimse yok mu diye sordu. Süheyla hayır hayır diyebildi. Hasan girebilir miyim dedi ve adımını attı. Süheyla hem seviniyor hem de utanıp korkuyordu.Hasan çayın var mı bana çay ısmarlar mısın diye gülümsedi ve ekledi. Çekinme misafir benim gel. Çekinecek bir şey yok aslında haklısın ben şehir yaşantısına göre davrandım kusuruma bakma fakat bazen şartlar ne gerektiriyorsa onu yapıyor insan. Benim sana verdiğim mektuptan kimsenin haberi yok ki neden yanlış düşünsünler. Ayrıca sen hayır dersen ben senden zorla evet demeni beklemem. İçeri geçtiler Süheyla çayı koydu fakat Hasanın bakışlarında dolanamıyor ve adeta korkak ceylan gibi titriyor ve bocalıyordu.

Hasan bunu anladı ve daha rahat olması için dışarı çıktı ve Süheyla çayı dışarıda içer miyiz. Olur mu sence sakıncası var mı. Süheyla bunu daha uygun buldu ve olur dedi. Çayı demledi bahçedeki masaya getirdi. Oturdular Süheyla doldurduğu bardağı içmedi ve masanın yan tarafında oturdu. Hasan başlamıştı söze Süheyla susuyor ve neyi nasıl diyeceğini beceremiyor düşünüyordu. O anda aklına yazdığı mektup geldi ve ondan izin istedi. Gitti yazdığı mektubu aldı ve koridorda bırakıp geldi. Gelince Sana mektup yazdım salon da alıp okur musun ben burada beklerim. Hasan heyecanla gitti ve yerden dört kat defter yaprağına yazılı kağıdı aldı. Olduğu yerde okumaya başladı. Okudukça mutluluğu artıyor ve nefesi daralıyordu. Sanki hafiflemiş ve tavana doğru yükseliyordu. Artık başka bir söz istemiyordu buradakiler yeterliydi onun için. Mektubu cebine koydu ve dışarı çıktı. Sağol teşekkür ederim seni bu düşünce ve duygularında asla yanıltmayacak ve üzmeyeceğim. Senin için yaşayıp nefes alacağım. Masaya oturdu ve onu rüzgarlar kadar hafifleten aşkının eli masanın üstündeydi başı önde oda aynın duygularla başka dünyalardaydı. Hasan elini uzattı ve Süheylanın elini avuçları içine aldı eğilip öptü ve seni seni çok seviyorum bunu sen zamanla görecek öğreneceksin. Süheyla utandı fakat elini çekemedi. Sadece mırıldanarak biri görecek diyebildi. Hasan elini bıraktı ve başka dünyalardan sohbet etmeye başladı onun rahat olması için konuyu değiştirdi ve sohbetleri uzadı karşılıklı konuşmalara doğru yürüdü...

23 Ekim 2009 5-6 dakika 14 denemesi var.
Yorumlar