Sus

Git gide, uzaklaştım aşkım dediklerimden. Git gide, bibiden, dayıdan, neneden, emmiden, kızından oğlundan ve sevdiklerimden uzaklaştım. Git gide daha da uzaklaşarak kat kat ediyorum ardımda bıraktığım ayrılığın yolunu. Git gide, anamın babamın, ebemin dedemin, akraba eş ve dostların kabirlerini daha az bayramdan bayrama ziyaret eder oldum. Git gide, senin kalbinden de uzaklaşan, git gide elden düşme anılarım kalıyor siyah beyaz resimlerde. Git gide, onca geçen yılımın ömrü hesap sormalara yüzleşmelere dönüşüyor neden neden ayrıldık diye hayıflanırken, siyah beyaz hatırladığım geçmişi, geride kalmış sessizliğinin bir kaç cümlelik bir hikayesi mi olacaktı ?

Ahh söyleme sus nolur.
Sen bari söyleme dostum, canım, ciğerim aşkım söyleme.. Git gide, bende özledim bende, demekten, özleyip mısralara dökmekten yazmaktan başka, bir şey gelmiyor elimizden öyle değil mi ?

Artık yüzümüzde tesadüfi karşılaşmaların tebessümü olabiliyor öyle değil mi ? Bel ki bir cenaze evinde, belki de bir düğünde. Hal bu ki bu tesadüfi karşılaşmamızın sevdiklerimizin düğünleri ve iç geçiren cenazeleri kalkıyor beyhude. Sevinmemiz veya üzülmemiz gerekirken tesadüflü karşılaşmalara " çok sevinir olmuşuz " öyle değil mi ? Daha da güzel günlerde olması gerekirken kavuşmalar. Yılda bir iki defa birbirine kavuşup kucaklaşmaların sarılmaların bir adı da gurbette yalnız olduğumuz değil mi ? Lafa gelince ağzımdan düşürmediğimiz ve gurbette bir adım öteye gidemeyen akraba ve eş dostlarımızı unutmuşluğunun sancısı ve ziyaretlerde hal hatır sormada geç kalmışlığın cümlelerini söylüyorum dostum.

Ne yazık ki gökyüzü karanlık artık, geç kalınmış sahte gülücüklerin gürültülerin yasına bürünmüş edasındayız öyle değil mi ? Bir akrabamız bir eş ve dostumuz ziyaretimize gelse de hasret gidersek diye düşünmek yerine, ekonomik ve geçinme derdine düşen dostlar aman yine mi diye hayıflanmakta hiç de haksız sayılmazlar öyle değil mi ?

Ne olursa olsun, akraba eş ve dostsuz olunmuyor, şartalar ne olursa olsun olumsuzlukları zorlayarak aralarında bir aşk, bir sevgi olmalı, bir bağ kurmalı artık.

Biliyorum, çok iyimsersin diye düşünüyorsunuz, sessizliğe sarf edilen yalancı bedelleri, hiç bir cümle erken doğamaz artık ve sen bana anlatabilecek misin katılaşmış bir yüreğin aynada verdiği yansımayı. Yarın da sana dönük olacak, genç iken farkında olmadığın dostlukların yalnızlığı, o başına musallat olmayan yalnızlığın farkına varcaksın öyle değil mi ? Edebiyete giderken, hastanede yatarken karanlıkların ardından, buruşuk yüzlü birinin gülümseyerek eşini dostunu hiç bilmedin diyerek korkulara tuzak kuracağını. Sen dilediğin kadar akrabaları eş ve dostlarını hatta siyah beyaz resimlerini yak, hatıraları sil ve yırt at. İstediğn kadar iİstersen.

Ama unutma ki, git gide, dostu seveni olmayan kendi başına kalmış bir ölüyle güzelsin sen artık. Hal bu ki, birilerinin yanında o kadar iyi o kadar insancıl o kadar sevecen bir insan olarak biliniyordun ki öyle değil mi ? Benim yanımda da ay tanrıcasına benzettiğim sen, bundan böyle bedeninle, yarım bir cümle kadar uzak aramızdaki mesafe ilk harfleri ayrılık morguna yatırılan birisin artık.

Git gide artıyor bilirim, senin de benim gibi sevdiğin aşkına eş ve dostlarına karşı olan sevdan. Bu aşk köyünde olabilir evinde behçen bostaında çocukluk arkadaşın, aşkın sevdiğin herşeyin. İşte onlara doğru karmakarışık dağınık iç çekişlerin ayrılıp gidememişliğin cinnetleri var içinde biliyorum..

Söyleme sus nolur sus be.
Özlediğini söyleme.
İçim burkuluyor, senin yüzün asıldıkça, dilin dertlendikçe benim de çiğerim yanıyor.

Biraz " SUS "
Necip'e, sana ona buna sırtını dönmüş gibi kader, Aslında kadre değil umursamadığımız dı aşkalrımızı. Ben mi ? Sen mi ? O mu unuttu sanıyorsun 'aşkım' seni.

Kader yüzünden kaybettik biz sendeki tüm hayalleri. Gurbette sensiz biz kendi hayatımızın kahramanı ve kurbanı olduk geçim derdine düşerek bizden uzaklaştırdık ' Bütün aşklarımızı " ve seni.

İçimizde öldürerek ölümlü ruhların morarmış dudaklarına kurduk tuzaklarımızı, senden ayrılışların ve gidişlerin birbirine yapışmış sayfalarından çevirerek tekrar içimize yerleştirmek istiyoruz seni. Eş ve dostların, birbirinden ayrılığı bir dip not olarak düşüldüğü gündür bu gün 'AŞKLARIM '

" Bu yazıyı okuyan dostlar. Hadi nolur.. Şimdi hep beraber söyleyelim ve SUSALIM "

Dağıyla Taşıyla. Bağıyla Bostanıyla. Anasıyla Babasıyla. Dedesiyle Ebesiyle. Kızıyla Kızanıyla. Sevgisiyle aşkıyla, Eşiyle dostuyla. Soğuk günlerde içimi ısıtan, hayallerle masallarla yanımıza alarak harf harf içimizde gezen özlemlerle bekleyişlerle.

Birimiz gidendik, diğerimiz kalan..
Birbirimizi terk ettik...

En iyi günlerde buluşmak dileğiyle 'Bütün Aşklar'

Biz susalım artık, bir ruhun kavuşma sıcaklığına girmişken yaşananlar ve yaşadıklarımız...

Sevgiyle kalın, hoşça kalın.. aşkınızla sevginizle hep beraber kalın

(N.K. 02 Ocak 2009)

21 Temmuz 2010 4-5 dakika 31 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar