Susam -1-

Hayatta her şeyi kaybettiğimi düşünerek oturmuştum o verniği sökülen kirli sandalyelerin birine, boğazı seyretmek için oturdum sadece, açlıkla sınanan bedenime bir simit ve bir çay söyleyebilmiştim. Para denen o yükümlülüğün altında sadece 1 liram kalmıştı çünkü. Hepsi beyazlamış ama benden fazla saçı olan bir adamın masasının yanındaydım. Simit ile çayım geldiğinde uzaklara çoktan hapsolmuştu kahverengi gözlerim, haberdar bile değildim geldiklerinden. Yaşlı adam haberdar etti beni
- Susamları dökmeyesin bu kadar küçük şeylere ihtiyaç duyarken canlılar.
Diyerek
- Daha önemli o kadar şey var ki dayı.
Dedim. Biraz da acımı ve kanadığımı kalbimden, göstermek istiyordum belki de hiç tanımadığım, yaşadığından bile haberdar olmadığım birine
- Martılar dedi, kalanlarımızı yemek için 15 kilometre uçarlar günde
- Onlarda benim yaşadığımı yaşasalardı, vazgeçerlerdi o mavi gökyüzünde dalgalanmaktan belki de. Dedim
Ardından boyuna yetmeyen küçük tabureyi, hafif kaldırarak çekti yanıma, demli çayıyla birlikte
- Hayırdır. Dedi ‘sen neyi kaybettin'
- Yaşayacaklarımı ve yaşanmışlıkların hepsini
- OOo bulması çok zordur. Bak bana ben zor buldum bu yaşıma kadar
- Peki dayı sen nerede buldun onları
- Siyah beyaz birkaç resim ve anılarım da buldum. hala eskisi gibiydiler
- Nasıl ?
Derin bir nefes aldı. Sanki daha önce hiç almamış gibi
- Siyah beyaz dedi
- Eski fotoğraftan da başka bir şey çıkmaz dayı ama peki ya anıların?
- Yaşam kadar siyahtılar, ölüm kadar beyaz
- Hep böyle gizemli mi konuşursun dayı yoksa çaydan mı?
- Buna çay diyorsan eğer, hayır ondan değil dedi.
Gülüştük, birbirini hiç tanımayan ama birbiriyle çok samimi iki kişiydik sadece. Mavilik alabildiğine derindi, bir ikindi vaktiydi, köprü bir gerdanlık gibi güneş ışıklarıyla parlıyordu üstünden geçenlere aldırış etmeden, güneş çekiliyordu kuytu sessizliğine, güneş ışıkları dudaklarını çekerken denizde, en son denizin assolisti kız kulesi de karar vermişti manzaramıza girmeye ışıklarıyla
- ‘Demek' dedi. ‘kız arkadaşından ayrıldın. Bu kadar mıydı? Bu kadar büyük üzüntünün sebebi
- ‘ilk defa sevmiştim' dedim ‘ilk defa birinin gözünde geleceğimi görebilmiştim'
- Merak etme sonda olmayacak
- Başka biri olmayacak be dayı onun kadar sevemeyeceğim kimseyi
- Böyle lafları dizilerden mi öğreniyorsunuz yoksa okuldan mı?
- Dizilerden dedim. Güldü, sigarasını yaktı, dikti suratıma gözlerini ve başladı anlatmaya

28 Ekim 2017 2-3 dakika 2 denemesi var.
Yorumlar