Tanrısız...
en donuk sularda aradım beni itecek rüzgarı..
sonra sessizliğe gömdüm kendimi...
bende senin aradığını aradım ve seni belki bu yüzden hep sevdim..
ne için yaratıldığımı bilmiyorum yada ne işe yarayacağımı..
ama tanrıyı hep gülümsetiyorum
buna eminim çünkü aranacak bişe yok bu boktan düyada..
dediği gibi nefes almak bile ağır bir yük..
gerçekten denersen inanabilirsin...
hep başa dönmek isteriz hayatın tüm anlamsızlığına rağmen..
küçük bir çocukken sahip olduğum tükenmez iştahımı asla usumdan çıkaramıyorum..
sonra söndüm gittim ve çok erken oldu bu bence..
bendeki en büyük lanet zamanın benle çok kolay oynamasıdır bence..
küçük bir çocukken karın spottan yansıyan görkemini bile hissedebiliyordum...
hayranlıkla...
ama şimdi önüme cenneti serseler dönüp bakmam nefes almak zor demiştin ya inan boynumu çevircek gücü asla bulamam..
eğer etrafta beni farklı kılabilecek nedenler varsa bile...
bence beden bize bir hapistir ve biz ruhumuzu inadına etten geçmişi çamura dayanan saçma bi örtüye hapsetmiş zavallılarız..
inan sex yada arka arkaya denen orgazmlar hafif bir ruhun yerini asla tutamaz...
söleyebileceğim her şey yalnızlığa kapıyı açar eninde sonunda....
en neşeli insanın bile sırtında yalnızlık denen laneti taşıdığına adım gibi eminim zaten yalnız kalmamak için neşe çanlarını çalar durur..
ama bilirki bugün yalnız kalacak dün yalnızdı gelecekte yine aynı his...
cennet denen bir efsaneden bahsediyorlar orda çok iyi hissedebilirmişiz...
buna inanmak isterdim belki olabilir...ama ordada sevdiklerimi dilemeyecekmiyim...
peki neden söyliyim her şeyi tam kılsan bile yalnızssındır...
yalnızlık tanrıya özelken zaten başka beliren bi özelliğimiz olamazdı....
artık kendimi pek yormak istemiyorum ama yinde gülümse bana....
belki yola gelirim