Taş

Seni yazmadığım günler çoğalıyor sevdiğim. Geceler ürkek aşk fısıltılarını dokundurmuyor senden yana kalbime; buymuş meğer bu aşkın kader pusulası... Tek bana dönermiş, yolum düz; yolum ezbersiz tek bir durakta otobüs bekleyen bir perişanlık gökkuşağına razı olan yolculuk şansıymış.

Özlediğimi söylesem de hiçbir zaman üstüne alınma. Kalbim kırıldı; sesini duymak bir tek sana nasip olmadı. Çıtırtı yapraklarıyla kalp balçıklarıma atar damar sensizliği örttüm üşüye üşüye. Cümlemi hayrına yor, başka şey bekleme benden artık.

Bir mesaj gelse senden. Naber'ler asker selamına dursalar, nasılsın demeye canım cesaret suları döküp hep sana nasılsın çiçeklerini yeşertse.

Kanıyor; bilmek bir şey değiştirmez takvimimde. Yarın yine sensiz bir günün kahvaltı sofrasında portakal suyundan içmeyen sabahımın sütü bol ayrılıklarına peynirli börek yapacağım. Kalbim acıyor. Dokunmam. Hissetmesi bile öldürüyor.

Yolculuklar kollarına, bavullar dolusu sevilerim hep sana olacaktı. Sevdiğim; şey diyorum, hani eğer bir gün sen de benim için ölmeyi kendine yakıştırırsan ben buralarda olacağım. Çok güzel Arnavut kaldırımları münasip göreceğim fedası benden çok olan aşkıma; karo taşlarının kalbinin taşlığını unuttuğu mutluluklar yazacağım masallara...

08 Nisan 2018 1-2 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar