Tavsiye Muhtaçlarına

Başkalarından tavsiyeler, öğütler duymak bizi rahatlatıyor mu? Biz o tavsiyelere uymasak da onları dinlemek hoşumuza gidiyor. Yine kendimizi kandırıyoruz. Bu çağda insanın kendisini kandırmasını masumca buluyorum aslında. Fakat bu kandırmacalar yaratıcılık ve fayda dengesini sağlayamazsa elbette bizi kötü bir yere doğru götürür. Kötü bir yere...

Gelin size bir hikaye ile kıssadan hisse yapmaya çalışayım.

Büyük bir bataklıkta yaşayan bilge bir kaplumbağa ve bir sürü de kurbağa varmış. Kurbağalar her gece neşe içinde şarkılarını söyleyip mutluluk içinde yaşıyorlarmış. Bir gün bataklığa bir kartal musallat olmuş her gün gelip sekiz on kurbağa avlıyormuş. Kurbağalar artık dışarı çıkamaz hale gelmişler. Korku içinde kayaların altında bekleşmek dayanılmaz hale gelince bilge kaplumbağaya danışmak akıllarına gelmiş. Yüz yaşından büyük olan kaplumbağanın öğütlerinin işlerine yarayacağına inanarak yanına gitmişler. Durumu bilge kaplumbağaya anlatmışlar ve kaplumbağa bu konu hakkında biraz düşünmesi gerektiğini söyleyerek bir gün müsade istemiş. Bir gün sonra geldiklerinde gayet bilgece bir öğüt vermiş: "Bundan sonra kol kola şarkı söyleyin küçük kurbağalar, demiş. Her gece kol kola girin ve şarkınızı söylemeye başlayın. Unutmayın biri yutmak kolaydır ama bütün olursanız kimse karşınızda duramaz."

Bu öğüt kurbağaların çok hoşuna gitmiş ve ertesi akşam kol kola girerek en güzel şarkılarını söylemeye başlamışlar bir ağızdan. Beklenen vakitte kartal yine gözükmüş. Kurbağalardan birini sırtından yakalamış, kaldırmaya çalışmış ama olmamış. Bu sefer daha güçlü bir kanat darbesiyle denemiş. Kurbağalar kol kola girmiş bir zincir halinde kartalın pençesinde gökyüzüne yükselmeye başlamışlar. Şaşkınlık içindeyken en alttakilerden biri bilge kaplumbağayı su kenarında mojitosunu yudumlarken görmüş ve bağırmaya başlamış:

"Bilge kaplumbağa, bilge kaplumbağa! Bize verdiğin öğüdü tuttuk, bir olduk, bütün durduk ama bak hepimizi birden götürüyor, şimdi ne önereceksin!" demiş.

Bilge kaplumbağa mojitosundan bi yudum almış, derin bir iç çekmiş:

"S. gidin lan. Yüz yıldır kafamın içine ettiniz her gece. Biraz da ben keyif süreyim." demiş.

Anlayacağınız aklımızı başkalarına bırakmayalım. Biraz da biz düşünelim. Biz akledelim. Kendi kararlarımızla birlikte öğrenmeye çalışalım. Olumsuz bir tavırla karşılaştığımız zaman hemen kendimizde bir sorun olduğunu düşünmeyelim. Bize her tavsiye verenin iyiliğimizi istediğini düşünmeyelim. En azından hemen kanmayalım.

Bir dakika bir dakika...

Tavsiye mi veriyorum ben?

Hayır dinlemeyin! Bu yazı burada bitti.

17 Mayıs 2018 2-3 dakika 2 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 6 yıl önce

    Oldukça başarılı ve doğru bir gözlem hikayede ki gibi en iyiyi insan tecrübe ederek bulur elbette kendi aklına güvenerek

    Çok beğendim genç yazar

    Kutlarımud83eudd20