Telefon ve Ayrılık Üzerine

Telefonum ötmedi yine, çaldı... Her gün çalmaya devam ediyor. Çalıyor çalıyor çalıyor. Açıyorum çalıyor, açmıyorum yine çalıyor !
Neyi mi zamanımızı, gerçekten yüz yüze görüşmeyi, ufak sürprizleri,doğum günü pastamızı, hastanede yatan hastamıza söylenecek güzel sözleri de, yeni doğan bebeğin ağlayışını, sesini de...








Ha bu arada bir muziplik yapıp telefonda 2 tane olan bir E'yi de ben çalıyorum... TEFLON oluyor... Elime kaptığım gibi teflon tavayı telefona karşı çalmaya başlıyorum... Şaka şaka !...








Neyse efendim,





Bir bakıyorum, arkadaşım bir not bırakmış: 'toplantıdayım sonra seni ararım' diye... Belli ki meşgul... Peki bu notu nasıl yazdı, söyleyebilirdi de diye düşünüyorum... Ama ona da bir kolaylık bulunmuş, kısaltılmış bu mesajı bir kerede atıyorsunuz... Hey Allah'ım !









Kuzum söyler misiniz bana; ya ben son sözlerimi diyeceksem; belki kekeme bir insanım ve ilk defa sizle konuşacağım; ya da belki karşımdaki sesi duymak ki herkesin sesi ayrı yaratılmış, benim için mutluluk kaynağı olacak!
O vişneli, çilekli, kakaolu pastalara ne demeli ? Evet belki bir pasta resmi göndermek benim zayıflama rejimime yardım edebilir ancak ben bir çocuksam ya da hastaysam doğum günümde pasta yemeyince ya çok fazla tüketmeye başlarsam ne olacak ?








-Allah korusun, bir hastalıktan muzdarip olarak hastanede yatsanız, hangi samimi mesaj elinizden tutabilir veya hangi mesaj size mutlulukla, ümitle bakabilir !






Karacaoğlan'ın bir türküsünün sözlerini anımsıyorum.









'Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm'










Her şeye rağmen Alexsandır Grahambell'den bu yana güzel bir ilerleme kaydeden telefonları icat eden telefon mucitlerini tebrik etmemek mümkün değil...
Ancak Karacaoğlan'dan bu yana, (hatta, dünya kurulduğundan buyana da diyebiliriz, üç dertten biri olarak gösterilen 'ayrılık' derdine ki temelinde hepsi ayrılık yada ölüm de diyebiliriz, güzel bir çözüm bulmaları takdire şayan bir sonuç...








Bizler 'duvarın arkası gurbet' diyen bir toplumun çocuklarıyız... Elbet seviyoruz, seviliyoruz... Bunun ötesinde hep bir arada yaşamak istek ve inancındayız da... Bunu sağlayan ve birazcık da olsa bizlere yol olan, ses olan, görüntümüzü ulaştıran, bu tip uygulamalar için sonsuz teşekkürler!... Belki de bu şekilde 'ayrılık'a bir çözüm bulabiliriz.... Işınlanamayacağımıza göre bu teknolojide...








Tabiidir ki 'ben gurbette değilim gurbet benim içimde' diyenler de var... Onların durumu daha da acınası... Allah hiç kimseyi sevdiklerinden ve sevenlerinden ayırmasın diyor, teşekkür ediyorum.





HEA
02.11.2014 SAAT: 22:08

02 Kasım 2014 2-3 dakika 42 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar