Tirad

Herkes alışkanlık diyor senle beni duyunca. Sen ona alışmışsın o da seni kullanmış... Bazen inanıyorum onlara bende alışkanlık geçer diyorum. Sonra fark ediyorum ki sen benim için bağımllık hali olmuşsun. Tedavisi var mıdır, acaba bunun? Zannetmiyorum... Sendromları var, atak geçiriyorum bazen,yorgun düşüyorum, düşünmekte bile zorlanıyorum. Ben bütün bunları yaşarken ya sen...? Oysa fallarda bile seni arıyorum.Hayatımazıydımın değişmez parçalarından birisin sanki sen. Sensiz hiç bir şeyin tadı yok. Seninle bir ekmeği bile bölüşmeye razıydım ben. Hayaller kurmuştum; geleceğe dair. bize dair... Hep umutlanmış sonra her hayal kırıklığında yeniden sönmüştü hayat ışığım.Artık her şey daha donuk, renklerse daha mattı benim için. Oysa kuşlar kadar özgür olmak isterdim. Gökyüzünde uçsuz bucaksız hayaller kentinde süzülmek ve sadece bana ait olan bulutlara uzanmak sonra yukarıdan aşağıya bakıp ben özgürüm diye bağırmak isterdim.Gece olunca yıldızlarla konuşmak onlardan masallar dinleyerek uyumak isterdim. Sabahın yakıcı güneşinin arkasına saklanmak ve etrafımdan geçen kuşlarla sohbet etmek isterdim. Hayal kurması bile rahatlatıyor tüm bunların. Sonra birden gerçeklerin denizine düşüveriyorum. Korku dalgalarıyla boğuşuyor sonra aniden kan ter içinde kendime geliyorum. Bütün ürpertici düşünceleri meltemlerle uzaklaştırmaya çalışıyorum kendimden. Bazen başarıyor ve yeni şeyler düşünüyorum. Tek başıma antik Yunan tiyatrolarında oyun oynuyorum sanki. Sesimi herkesin duymasını istiyorum ama konuşmalar boğazıma diziliyor. Olmuyor yapamıyorum. Ne doğru ne yanlış anlatamam şimdi herkese, nefesim kesiliyor, dizlerim titriyor.Gelsen şimdi, tutsan elimi hiç bir şey kalmaz bende.Birlikte oynarız bu tiradı. Ve belki de Romeo ve Juliet oluruz, Shakespeare' den cümlelerle...

25 Mayıs 2012 1-2 dakika 1 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar