Toplumlar Kendine Aşık Bireyler mi Yetiştiriyor?

Yalnızlığı çok severim, ama kalabalıklar olmadan yaşayamam..Ansızın canım sıkılır..Herkes tarafından sevilemesem de çokları tarafından sevilmektir arzum.Ama hep bir mesafe olmalı aramızda..Eşim dahi bu sınırı zorlamamalı..diyen insan tipleriyle doldu küremiz..

Ben sana aşığım diyen delikanlı bile artık içten içe, kendine aşık olduğunu gizleyemez hale geldi modern çağda..Issız adamlar, ıssız aşklar popüler oldu adeta..Neydi peki bizi kalabalıklar içinde hep kendimizi sevmeye iten şey?..neydi hep yalnızlığımızı bize sevdiren şey?.. sorumluluklar mı dersiniz?.ama insan demek mes'uliyet demek değil mi biraz da?.. tahammül göstermek, başkalarının hamalı olmadan.. yürekleri yüklenmek?..

Bunca korkaklığımız, bunca ısrarcılığımız hep bu yalnızlık arzusundan mı, kaçmayı kalmaya tercih ederken..Niye böyle olduk diye soramasak da, nasıl bu halden kurtulabilirizin yollarını arayabiliriz kanımca..

Biz gerçekçiyiz diyen insanların bile maziyle hemdem halleri, bitişlerle başlangıçlar arasındaki sıkışıklık beni ürkütmüyor değil aslında..Kendi a'rafımızı aşmak isterken; yeni canlara, yeni hayatlara kıyışımız yürek burkucu..Acaba, çok sevdim, çok aşığım diyen insanlar aşkı kalkan mı yapıyorlar diye de düşünmüyor değilim gözlemlerim sonucunda..

Bu insanlar gizliden gizliye kendilerne mi aşık yoksa?..Bu yüzden mi çıkaramıyoruz kalplerimizi verimsiz çöl kumlarından..

Bunca kaçış, bunca saklanış niye?..Kabullenememek mi gerçeklerimizi?..yoksa acısız sevgiler mi süslüyor hayallerimizi?..

Adına sorumluluk almak dediğimizden beri, sevmelerin de sevilmelerin de gramajı arttı sanki..Kalpler hasta oluyor sevince..Şişmanlıyor, birileri hoş bir şey deyince..Eee mesafe gerek nitekim..ben de bir bireyselim..fazla söyletmeyin..:)

Gönüllerimiz belki altıncı bir mevsimde, bu handikabı aşacak..Arada nice ayrılıklar, nice sancılar yaşanacak..ama dileğimiz o ki, beşinci mevsim de yerini bir diğerine..sonsuz sevgi iklimine bırakacak..

16 Kasım 2010 1-2 dakika 243 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    Çok güzel kalemden içi dolu dolu el almış bir yazı okudum Meryem. Yazının en kilit cümlesini zaten sen gezdiğin düşünce denizinden seçip incilemişsin ' İnsan olmak hakikaten de tepeden tırnağa sorumluluk' tur. Artık bu saatten sonra soran da çok geç kalmıştır ve ola ki yana yana dünyanın gittikce yabanileşen sokaklarında güvenilir, samimi, paylaşım yanlısı, sevecen, tutkun, ....değerlerden hasretlendiği insan nerde ve hangi cehennemin dibinde kayıptır diye soracak olursa...Çünkü, böyle bildşğimiz insanın içi çoktaaan boşaltıldı. Tabi ki de insan dün ile yarın ilişkili bir hayatı en sağlıklı değerlerle bütünleştirdiği an kendine yakışıp yar olacaktır sevgili Meryem. Bunda da 'sorumlu' olansa, en yalansız haliyle her bireyin bizzat kendisiyle başlayanlardan ne dayanıklıkta, ne kadar boy ölçüştüğüdür. Bu güzellikte yazacaklarıyın devamını diliyor, sevgi ve selamlarımı iletiyorum.