Turkcheleşmeye Dur Denmeli

Geri Sayım Çoktan Başlamış

Giderek nüfusu artan internet dünyası artık hayatımızın bir parçası oldu. Ne tamamen onunla ne tamamen onsuz yaşayabiliyoruz. Öyle bir yerleşti ki iki farkı dünyanın içinde aynı anda yaşıyoruz. Klavyenin başına gelmek ya da klavyenin başından kalkmak bu iki dünya arasında bir geçiş. Bu inkâr edilemez gerçek çağdaş hayata ayak uydurmanın önemli bir şartı olup çıktı artık.(Bkz : ?Boyutlar Arası Geçiş Hayal Değil?) Fakat dikkat edilmesi gereken bir nokta var. İnternet öyle güçlü bir silah ki; doğru kullanırsanız son derece faydalı işler yapar, yanlış kullanırsanız da nükleerden daha kuvvetli, tehlikeli hale dönüşen bu şeyi etkinleştirirsiniz, felaketiniz olur.
Gördüğüm üzere internet milli geleceğimizin, ülkemizin yarınlarının selametini yerle bir etme yolunda faal hâle getirilmeye hazırlanan güçlü bir bombaya dönüştürülmüş. Geri sayım çoktan başlamış

Dilimiz Tehdit Altında

Son iki yıldır ciddi bir hızla büyüyen bu tehlikeye, bu gidişe dur diyemezsek varlığımızın temeli ve devamlılığımızın en büyük diki taşı, desteği yok olacak. Nasıl ki ay yıldızlı kızıl bayrağımız göklerimizde özgürce salınamadığında bu bir esaret işaretiyse, sonun görünüşüyse, söz bayrağımızın da kendi içimizde özgürce salınamaması bir sonun işaretidir. En sarsıntılısı, en sinsisidir. Yazık ki bizler sonumuzu kendi ellerimizle hazırlıyoruz
Bugün hangi paylaşım platformunu, hangi sohbet sitesini, sohbet kanalını açarsanız açın, Türkçe'yi doğru kullanan ya da kullanmaya çalışan çok az insan görürsünüz.(Bir elin parmakları kadar ya vardır ya yoktur.) Harfler ve yazılar değiştirilerek dilin özünde, vurgusunda değişiklilik yapılıyor. Alman ve İngiliz vurguları, terimleri, kelimeleri (Türkçe karşılıkları olduğu halde) hızla dilimize sokuluyor, Franklaştırılmaya çalışılıyor. Bu yollarla bizleri özümüzden koparmayı hedefliyorlar. Öyle bir politika uygulanılıyor, öyle bir özendirme yoluna gidiliyor ki (acı bir gerçek) özellikle biz, yeni nesil buna bilerek ve isteyerek, gözlerimizi görmemiz gerekenlere yumarak alet oluyoruz.

Dilde Ciddi Bir Yozlaşma Almış Başını Gidiyor

Gerçek hayattaki günlük konuşmalarımızda o kadar etkin olmasa da internette kullanılan konuşma dilinde ve diğer tüm yazılı iletişimlerimizde (resmi evraklar hariç) bu facia boyutuna varan bozulma apaçık ortada. Eskilerin de dediği gibi, Dolunay parmakla gösterilmiyor.
Geçtiğimiz günlerin gündemine oturan fakat inadına göz yumulan, kişilerce ellerinin tersiyle itilip görülmek ve duyulmak istenmeyen, sadece belli bir kesime mensup duyarlı kardeşlerimizin, içleri sızlayarak belleklerine kazıdıkları ve bütün olup biteni kısaca özetleyen iki kelimelik bir cümle var. Eminim hepiniz duymuşsunuzdur: ?TÜRKÇE TURKCHELEŞİYOR!? Yazık ki buna dur diyenlerin sayısının azlığı ve bu sürecin giderek hızlandığı, hızı arttıranların çoğaldığı acı bir gerçek. İşte Umutçular Edebiyat Topluluğu'nun birinci varoluş sebebi budur. Turkcheleşmeyi geri saramasak da ilerlemesine ?Dur!? demek ve daha kötü bir hâle gelmemek için şimdiden gereken önlemi almaya çalışmak, hiç yoktan ?Türkçe Sevdalıları?nın sayısını arttırmak.

Yağmur Raziye KAYA-2007@RYK
Umutçular Edebiyat Topluluğu
22 Mayıs 2007-Gazipaşa/Antalya

29 Ekim 2009 3-4 dakika 14 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)
  • 14 yıl önce

    galiba haklısınız...bi 10 yıl sonrası Türkiye Türkçesini nasıl konuşacak o nesil çok merak ediyorum...

  • 13 yıl önce

    Sanırım bu yazıyı 2007 de yazmışsın. Aradan dört yıl geçmiş. Bence dört yıl önce konuştuğumuz dil ile bu gün konuştuğumuz dil arasındaki farkı hepimizden daha çok sen anlarsın sanıyorum. Herkesin kendince kıstası vardır. Evet, teknolojiye ayak uydurulmalı, ancak bizi biz yapan kimi değerlerimizi de yitirmemeliyiz. Kutluyorum gerçekten harika bir yazı olmuş Selamlar-sevgiler