Uçma Defteri-19

Sana şimdi kalbimin en derininden mısralarımı akıtıyorum. Gözlerinin içindeki harelerin her birine canımı vereceğimden şüphen olmasın. Geceleri yıldızlardan saklıyorum çünkü aydınlık en çok sen varken güzel ve gölgende korkuya ne hacet. Kolumdaki yara izlerinin üzerini karla kapattım ama anladım ki hiçbir tanrı mucizesi senin dudakların kadar iyileştirici değil. Sonra beni yemyeşil ağaçların arasına götürdü arkadaşlarım. Üç beş tane kokulu çiçeğe aldanacağımı sandılar ama yanıldılar. En kötü halinle bile sen bana dünyanın en güzel mevsimisin. El âlem ne bilsin. Şiir okudum dallara, ruhuma üflediğin bütün güzelliklerin birer parçasını paylaştım bulutlarla. Ardından yağmur oldu aşk, yeryüzündeki tüm canlılar ışığında doğdu. Buz gibi kış akşamlarında bile battaniyeye ihtiyaç duymadım. Yorganlar hep yerdeydi. Ellerin yüzümdeydi ya gerisi pek de önemli değildi.

Şimdi sana şarkılar yazarım ama gitarların boynu bükük kalır. Anlatsam üç parça hikaye sonuna varamadan çocuklar uykuya kalır. Gözlerinle güneşi toplarım da güneş sönük kalır. Hangi mevsime koysam seni rüzgâr kıskanır elinden alır.

18 Şubat 2018 1-2 dakika 24 denemesi var.
Yorumlar