Uçma Defteri-5

Kaybetmek bir kelime ama verdiği acı paha biçilemez.Gözlerimi kapattığımda unutmaya çalıştıklarımın sayısı gittikçe artıyor.Oysaki insan merhaba dediğinde karanlığa, masmavi düşlere uyanmalı.Bunu yaşayabilmenin mümkün olmadığı bir yüzyılda yaşadığımı biliyorum.Aslında zamanın çok da suçu yok çünkü acı evren var olduğu günden itibaren var ve malesef insanoğlunun ruhunda her zaman mevcut.

Beni diğerlerinden farklı kılan gözlerimden akan yaşlar diye düşünmüşümdür hep.Her güneşe baktığında insan ağladığını sanır.Karıncalanmış kalplerinin gıcırtısını bile duyamayan kişiler geriye dönüp baktıklarında pişmanlıklarını gizleyemezler.Ben de belki de onlardan biriyim ama şunu iyi biliyorum ki acımak ve acıtmak hiçbir zaman aynı olmadı.Solduğumda güldürenler ise hiç var olmadı.

Güneşin pencereme değdiği her an gördüğüm ışığın sessizliği boğar bütün ruhumu baştan başa.Ben karanlığın çocuğuyum ve susmak benim için tek hece.Sevmek diye bir hareketin öncüleri biz insanlar ne yazık ki kolluk kuvvetlerince bastırılıyoruz.Eğer var olmasaydı yaşamak, zor gelmezdi sevdiğinin arkasından bakmak.Ölmek bile bir toprağa girmekten ibaretken gülmek çaba gerektiriyor.Bir saniye olsun dinmeyen insanların gürültüsü artık içimi kemiriyor.Bu kadar yazmak, ruhuma bir işkence.Zincirlenmiş kaderime ise kocaman bir eğlence. Yüreğimin en karanlık köşesinde saklıyorum mürekkebimi, ışık görmesin ki kurumasın diye. Belki de en durgun anlarda bekleseydim gelmesini, o da kurutmazdı düşlerimi.

Ne yazık ki kurudum
ve soldum.

Bir uçurtma oldum hayallerde
Koptum, kayboldum..

09 Haziran 2017 1-2 dakika 24 denemesi var.
Yorumlar (2)
  • 6 yıl önce

    Anka misali küllerden yeniden doğabilir kaybolanlar👍

    Kutlarım Mehmetud83eudd20

  • 6 yıl önce

    Değerli yorumunuz için size ve Şiirkolik seçki kuruluna teşekkür ederim. 🙂