Ucunda Ölüm Var

İy'etmiş Selçuklular geldiklerine
Osmanlılar da iy'etmiş
Bizden sonra gelenler de iy'edecekler geldiklerine
Gelebilirlerse tabiy
İy'edecek birşey bırakmayaca'az ki biz...

Yukarıdaki satırların sahibi Can Yücel'in, 'bizden sonrasına iyi bırakılmayacak şeyler' tanımlası dahilindeki en çarpıcı ve en önemli meselelerden birisi, belki de en önemlisi dil olsa gerek.

Dil...Bizden önceki nesilden emanet aldığımız ve kırmadan, bozmadan bizden sonraki nesillere aktarmamız gereken en değerli kültür mirasımız...

Dil, insanlar arasında iletişimi sağlayan tabii bir vasıta, seslerden örülmüş bir ağ, milleti kurumlaştıran, birleştiren, koruyan, onun ortak malı olan sosyal bir müessese ve toplum benliğinin ayrılmaz bir parçasıdır...

Bu nedenle ait olduğu toplumun bireylerinin istediği gibi kullanabileceği, değiştirebileceği, ve üzerinde oynama yapabileceği bir şey değildir...Zira binlerce yıllık bir kültürün, birikimin simgesi ve taşıyıcısı olan dili, kimsenin kendi keyfine göre kullanmaya, istediği gibi eğip bükmeye hakkı yoktur...

Hele ki bahsi geçen dil Türk dili, yani bizim dilimiz olduğunda, onu kullananların yukarıdaki tanımın yansıra, dilimizin hangi uğraşlar sonucu bizlere ulaştığını, nasıl bir ayakta kalma savaşının ve varoluşun simgesi olduğunu da düşünmeleri gerekiyor...

Dil en önemli iletişim aracıdır.Bir toplumun kültürü, geleneği, dini yani onu millet yapan her şey sonraki kuşaklara dil vasıtasıyla aktarılır.Bu nedenle kendi dilini korumayan, unutan, düzgün konuşmayan ve ona sahip çıkmayan toplumları 'ucube' olarak tarif eder Oscar Wilde.Yine Peyami Safa 'dilini kaybeden bir millet, her şeyini kaybetmiş demektir' der...

Genç sayılabilecek bir yaştayım.Buna rağmen, şu anda lise ve üniversite çağındaki gençlerin konuştukları dili çözmekte, söylediklerini anlamakta zorluk çekiyorum.Bundan yirmi-otuz sene sonraki durumun vehametini düşünmek bile istemiyorum...

Masum gibi görülen, gençlerin sanki kendi aralarında oynadığı bir oyunmuş gibi gösterilen bu dil kıyımı, maalesef bütün topluma hızla yayılmaya ve etkisi altına almaya başladı...

İşin en ilginç ve en acı yanı da vatanı, milleti ilgilendiren hayati konularda bile bir araya gelmekte, uzlaşma sağlamakta, ortak davranmakta zorlanan Türk hakının, bu dil kıyımı konusunda son derece uyum içinde, birlikte davranması ve hareket etmesidir.Fark ettiniz mi bilmem son zamanlarda milletçe 'tırsmaya', milletçe 'oha falan' olmaya başladık.Milletçe hepimize birden 'kal' gelir oldu...

Ne olacak canım, birkaç yabancı kelimeden yada birkaç uyduruk, komik sözden ne çıkar ki dersiniz.Ucunda ölüm yok ya...Sonra bir bakarsınız acayip acayip kelimeler, devşirme cümleler, argo tabirler televizyon, gazete, dergi ve internet vasıtasıyla dilimize girivermiş.Günlük konuşma haline gelmiş.Üniversite çağındaki bir genç, topu topu yirmi otuz kelimeyle tüm hayatını idame eder olmuş.Kelime dağarcığında daha fazlası yok çünki.Olanın da yarısı yabancı. Sonra isimler değişmeye başlamış.Bakkallarımız shop, kahvaltılarımız brunch olmuş.Kırk yıllık kasap dükkanları, kahvehaneler sunday, blue, angel gibi tabelalar asmaya başlamış.Kızlarına Jasmin,oğullarına Ceysın diye seslenir olmuş anne babalar.Ne olacak canım, ucunda ölüm mü var?Evet ucunda ölüm var. Daha anne baba demeyi zar zor beceren 3-4 yaşındaki çocukların, korktuğunu ifade etmek için 'tırstım' demesi yada oha, çüş, dermişim gibi kelimerle kendini ifade etmesi kanıma dokunuyor çünki...

Toplumu birleştirici bir etken olmakla birlikte, aynı zaman da ulusal bir kimliktir dil.Tabi olduğunuz ulusu, dininiz yada etnik kimliğiniz değil, konuştuğunuz dil temsil eder.Bir toplumun diğer uluslar arasında yer bulabilmesi, söz sahibi olabilmesi, dilini iyi kullanması, ona sahip çıkmasına bağlıdır.Dilini kaybeden bir milletin ekonomik, sanatsal yada kültürel anlamda güçlü olması da beklenemez.Bu durum size tanıdık geliyor mu?. . .

Daha çok televizyon ve internet vasıtasıyla yaygınlaşan ve dalga dalga yayılan dil erozyonunun önüne geçmek için bir an evvel bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyorum.Bu konuda ilk iş, her zaman ki gibi ailelere düşüyor.Sonra eğitim ve öğretim kurumlarına.Ve bu konuda yaptırım gücü olan kurum ve kuruluşlara.Tabi ki birde görsel ve yazılı medyaya.Şu anda Türk dilinin yozlaşmasına ön ayak olan televizyon ve internetin, tam tersine onu korumak ve sevdirmek için olanca güçleriyle çalıştıklarını bir düşünün.Ne güzel olurdu değil mi?. ..

Tüm bunlara rağmen, hala 'ne olmuş yada ne olacak ki canım' diye düşünenler, aşağıdaki satırları dikkatle okusunlar derim...

Yıl: 1965
"Karşıma aniden çıkınca ziyadesiyle şaşa kaldım..Nasıl bir eda takınacağıma hüküm veremedim, adeta vecde geldim.Buna mukabil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalade rahatlatan bir tebessüm vardı..Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim"

Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım..Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi.Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim"

Yıl: 1985
"Karşıma aniden çıkınca fevkalade şaşırdım..Nitekim ne yapacağıma hüküm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi.Amma ve lakin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı..Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim"

Yıl: 1995
"Karşıma birden bire çıkınca çok şaşırdım..Fena halde kal geldi yani..Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim..Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selam' dedim"

Yıl: 2006
"Abi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yani..Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fena göçeriz dedim, enjoy durumları yani..Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik..Sarıl oğlum dedim, bu manita senin..'Hav ar yu yavrum?'

Yıl: 2026
"Ven ay vaz si hör, ben çok yani öyle işte birden..Off, ay dont nov abi yaa..Ama o da bana öyle baktı, if so aşık len bu manita.. 'Heeey beybi'...

Ne olacak ki canım,ucunda ölüm mü var?...

''DİLİMİZE' sahip çıkalım.Gelecek nesillerin Türk olarak varlığını sürdürebilmesi, Türk olarak kalabilmesi için...

Yine de meselenin önemini idrak edemeyen ve ucundaki 'ölümü' göremeyenler oha falan olmaya devam edebilirler...

07 Mayıs 2010 6-7 dakika 9 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar