Umuda Nida
Ruhum bedenime sığamaz oldu nicedir.Sanki yüreğimle iş birliği içinde.Onun yanılsamalarıyla kendi çarpıntısı birleşince dünya tepetaklak oluyor,zaman pilini taktırmaya dahi güç bulamadığım saatimin camının ardından tersine tersine işliyor.İnsanlar bu dünyanın haksız beksiz çobanıyken ben,kendi rüyalarımla baş başa yalnız uyanışların kahramanı oluyorum her sabah.Geceki birkaç uyku bölücü sıçramayı ve bedenimi baştan ayağa titreten tedirgin hülyalarımı hesaba katmazsak katıksız uykulardan uyanıyorum yine de.Jaluzimin ince aralıklarından sızan ekimin ona göre olan ışığı bazen inandırmıyor beni sabahların varlığına.Biraz kandırıkçı olabilse keşke ya da ben evvel zaman içinde o saf çocukluk hallerime dönebilsem.Yatağımda döndürmekte zorlandığım bedenime bile söz geçiremezken ruhuma çocukluk taslamak! Ne kadar kandırılmaya müsait, ne kadar yavan..
Doğrul bedenim ha gayret! At yorganı üzerinden.Hayat senin ruhundan kaynaklanan yarı nevrozlu rüyalarındaki gibi akmakta dışarda.İnsanlar koşmakta ya da koşabilmekte işlerine.Anneler çocuklarına kahvaltı hazırlarken bir yandan söylenebilmekte eşlerine.Yürü ayaklarım! Bak bulutlar bile hareket halinde.Arılar bal derdinde.Kuşlar sere serpe kanat çırpabilmekte.Ulaştıkları diyarlardan rengarenk iklimlerin tozlarını getirmekte.Gözlerim daha da açıl! Kirpiklerinden dahi korkar vaziyettesin.Oysa hayata her kapatışında kendini onlar sayesinde dirilebilmektesin.Yağmurlu,şemsiyesiz,bungun havalarda o tertemiz katrelere tek tanık onlar, bilmelisin.Ellerim, pencereden uzan göklere! Ayalarını ılık sonbahar yeliyle ısıt.Belki ürkek bir güvercin yuva sıcaklığını sende duyumsar.O kesif ruhunun uzun süredir tanık olmadığı beyazlıkla sana yeni bir umut sunar.Yüreğim at hızlıca! Boylu boyunca yatma öyle.Tertemiz bir dağ havasını
içime çektikten sonra beynimde beliren o tatlı uyuşukluktaki gibi ne olur yeniden dirilt beni..
Başılığından da anlaşılacağı gibi, hayat ile barışık ve umut dolu bir yazı olmuş. İnsan ve hayvan da dahil bütün canlılar yaşamlarını bir şekilde sürdürmek zorunda. Ama hayvanların, akılları insana nazaran daha sınırlı olduğundan dolayı mıdır nedir, çok fazla rızık endişeleri yok, ya da bize göre daha az diyelim. Her doğan gün birşeyler götürüyor gibi de gelebilir insana, eğer hayata olumsuz bakıyorsan, bu bardağın boş tarafını görmektir. Bardağın dolu tarafını görenlerde, yaşımız ilerliyor ama hayat tecrübesi kazanıyoruz derler. Güzel bir yazı olmuş kutlarım Esra hanım başarı dileklerimle...