Umut Beşiği
Ne zaman "okul, sınav, puan, üniversite, kazanma" deseler, gözlerim dolar, içim burkulur, duygusallaşırım. Okul, benim için hep bir umut beşiği oldu. Öğretmenlerimi, sıra arkadaşlarımı, kantin sohbetlerini, teneffüslerdeki koşuşturmayı öyle çok özlüyorum ki… Şimdiki aklım ve imkânlarımla o yaşlara dönmek isterdim ama ne mümkün?
Şu sıralar sınav haftasındayız. Sınava girecek kardeşlerime, abileri olarak bazı önerilerim olacak:
Sakatlanma ve yaralanma riski sebebiyle bu hafta ağır sporlardan uzak durun. Halı saha maçı, basketbol turnuvası, bisiklet turları bir hafta bekleyebilir.
Zehirlenme riskine karşı dışarıdan hazır ve açıkta satılan yiyecekleri fazla tüketmeyin. Yağlı, aşırı baharatlı ve asitli içeceklerden de uzak durun. Basit bir mide rahatsızlığı, tüm yıl boyunca hayalini kurduğunuz sınavı alt üst edebilir.
Duygularınızın aklınızın önüne geçmesine izin vermeyin. Sevgilinizle bu hafta tartışmayın, kavga etmeyin. Hatta mümkünse biraz mesafe koyun. Dram türü, duygusal filmler ve moralinizi bozacak şeyleri izlemeyin.
Sınav günü sıradan bir günmüş gibi davranın. Panik yapmayın, korkuya kapılmayın, acele etmeyin.
Sınav merkezinizi bir gün öncesinden görün, ulaşımı, binayı, salonu öğrenin. Sınav sabahı telaşla arayıp stres yapmazsınız.
Soru kitapçığı dağıtıldığında hemen atlamayın. Önce kendinizi deneme çözermiş gibi rahatlatın. En sevdiğiniz dersten başlayın. Yapamadığınız soruya fazla takılmayın, geçin. Boş bırakmak kaybetmek değil, strateji yapmaktır.
İki şık arasında kaldığınızda iç sesinizi dinleyin ama uzun uzun düşünmeyin. Emin değilseniz işaretlemeyin, vakti daha değerli sorulara ayırın.
Unutmayın, bu bir son değil, sadece bir aşama. Sizi tanımlayan yalnızca bir sınav sonucu olamaz.
Şimdiden sınava girecek tüm genç kardeşlerime gönülden başarılar diliyorum. Bir de, yıllardır “Üniversite sınavını kaldıracağız, merkezi sınav sistemini bitirip her üniversite öğrencisini kendi sınavıyla alacak” diye propaganda yapan siyasetçilere de buradan selam olsun… O günleri görmek de nasip olur inşallah.