Usulca Bir Şiir'in Koynuna Sızıyorum

Hayat dedikleri boş bir defter aslında. Her gün sayfa sayfa doldurup tükettiğimiz!

İşte bu hayatın içinde annelik gibi paha biçilmez bir misyonumun var. Anne ve babalığı bir arada yürütmeye çalışan bir kadın ve her şeyden önce insanım.

Asla mükemmel olmadım, olmak için bir çabamda yoktur...

Çocuksu, tertemiz bir yüreğe sahibim.Her halimle kendimi seviyor ve saygı duyuyorum.

Her kes gibi bilerek yada bilmeyerek yapmış olduğum hatalarımda var. Bazen insanına göre davrandığımda doğrudur.

Kendimi sorgulayıp, empati yaparken keşke yapmasaydım dediklerimde olmuştur.

Hani bazende ohh iyi ki yapmışım, yaptıklarımdan asla pişman değilim dediklerimde...

Zaman zaman keyfime kahyalıkta yaptım. Bazı zamanlar duymazdan ve görmezden geldim. Alınganlık ve küskünlüklerimde oldu, ama asla kimseye karşı kin beslemedim. Yüreğimi sevgiyle emzirdim, sevgiyi kuşandım. Nefretle işim olmaz. Çünkü sevgidir benim dinim!

Birde içimde büyümeyi beceremeyen, küçük haylaz bir kız var. O'nu seviyorum, didişip dalga geçiyor ara sıra saçlarını okşuyorum.

Bazen sevimli halleriyle kuçaklaşıp, ağız dolusu gülüyorum.

Ağladığıda oluyor içine suspus olup.

Tek başıma ayakta dururken kimseye eğilip, bükülmeden hayatın öğretileriyle yoluma devam ediyorum. Tam oldu derken kaybettiklerimin yanında, yıkılan hayallerimi unutmak olmaz. Onlar en büyük tecrübem oldu. Yaralarımı kanatarak sarmayı öğretti hayat bana. Her koşulda umuda sarılmayı ihmal etmedim. Kendime en iyi dost ve yol arkadaşı oldum.

Hayatın akışına kapılıp gitsemde, gönlümün hissettiği yaştayım.

Yaşımın kaç olduğu hiçte umurumda değil. Hızlıca akıp giden zamana yetişmeye geç kaldım çoğu zaman.

Bazen on beşinde, bazen otuzunda, bazende ellisinde takıldım. Tam olarak yaşım, yüreğimin hissettiğidir. Gerisinin hiç bir önemi yoktur!.

Yaşanmışlıkların bende kalan resmidir, saçıma düşen aklar ve yüzümde ki çizgiler. Birde acılarımı gizlemekte, ustalaştığım gülüşüm. Onunla aram çok iyi tuttum. Dudak kıyılarımda büyüyen hüzün çiçeklerinde acılarımı gizledim...

Aklımla, yüreğimin buluştuğu yerde hep bocaladım. Çok akıllı olduğumu iddia etmiyorum, ama güzelliğimin farkındayım! Çünkü yüreğimi yüzümde taşıyorum.

Her zaman kendimi ve haddimi bilmeye çalıştım! Doğrusunu söylemek gerekirse ara sıra deliliğim, birazda asiliğim oluyor!. Delilik hoşuma gidiyor ve bu hallerimi seviyorum.

"Hani derler ya delilik veliliktir.!"

Kendi kendime konuşuyor, dans ediyor, halay çekiyor, müzik dinliyor ve usulca bir şiirin koynuna sızıyorum...

Bazen saçmalama hakkımıda, kullanmıyorum desem yalan olur. Yalan, dolanla işim olmaz. Net ve açık sözlüyüm. Bu kadar aymazlık ve cehalet içinde haddimi ve kendimi bilerek yaşamaya gayret ediyorum.

Ailem, sevdiklerim her daim kırmızı çizgimdir.! Müzik, şiir ve güzel olan her şeyle ruhumu besliyorum. Bu sayede yüreğimin elinden tutup, aklımı dansa kaldırıyorum...

Kafama göre takılmak, kendimle yüzleşmek, dalga geçmek çokça yaptığım şeylerin başında gelir. Benim benden başka kimseye verecek bir hesabım yoktur...

Maalesef ki her yerde olduğu gibi çekemeyen, kusur arayan, dedikoduyla beslenen, meraklı insanlar mevcuttur etrafımızda. Bu insanlara gülüp geciyor, sadece acıyorum! Açıkça söylemek gerekirse hiç umurumda değiller!

Yakını ve kendilerini görmek gibi göz kusurları varsa, gözlüklerini takıp aynada ki kendilerine baksınlar yeterlidir diyorum.

Kimin nasıl yaşadığı ve ne yaptığıyla ilgilenmiyorum! Herkes eğri ve doğrusuyla kendi muhatabıdır. Ben sadece benden sorumluyum hepsi bu...

Kimse kimseyi sevmek zorunda değil, ama saygı duymak zorundadır!

Yolu sevgiden geçen, vicdanı insan onlan, insanları seviyor ve saygı duyuyorum...

Yolumuz hep o güzel insanlara çıksın. Umut kuçaklasın bizleri...

Sevgiyle bütünleşip hayata karışalım. Çünkü hayat hepimiz için çok zor. Farkındalığını bilip öyle yaşayalım...Gülşen Polat

12 Ekim 2023 3-4 dakika 27 denemesi var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (2)
  • 6 ay önce

    Hayat akıp giderken bizi zaman zaman yorsada aynı zamanda olgunlaştırıp ileriki günlere hazırlıyor... Dahilik ile delilik arasında çok ince bir çizgi vardır derler tabi iyice sapıtmamak kaydıyla... Özetle güzel bir yazı olmuş... Kutlarım içtenlikle Gülşen hanım...