Üşüyorum
Saygıdeğer dostlar değerli arkadaşlarım bu denememe başlarken hepinizi ve tüm şair ve şaireler başta olmak tüm canlara Mudanyadan selamlarımı yolluyorum.
Üşüyorum gerçekten şehirde havalar çok soğuk ondanmı yoksa şehrin insanlara verdiği o acı yalnızlıktanmı diye düşünüyorum.
Saygıdeğer bir abimin memleketten gönderdiğii o güzel resimler ve çekmiş olduğu videolar için kendisine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.Şu anda rahmetli Ali Ekber Çiçek ustamızın(ağlama gözlerim')ı dinlerken inşallah diyorum günün birinde köyüme giderim
Gerçektende kırk senedir gurbetteyim ama hala ısınamadım buralara,çocukluğumuzda o karlarda sadece lastik ayakkabılarımız vardı ama bizler üşümüyorduk, üşüyorduk belki ama hasta olduğumuzu hatırlamıyorum.
Buralar soğuk dedim saygıdeğer canlar,gerçekten soğuk.Gurbette insanlar ayazda kalmış gibi herbiri bir köşelerde bazılarının yatacak yerleri bile yok.
Üşüyorum bu yanlızlıktan,şehrin gürültüsünden ve selamsız yollarda yürüyen insanların bakışlarından.Acaba diyorum selam versem alırlarmı yada sert sert bakarlarmı diye düşünüyorum.
Bizlerin memlekette baktığımız beslediğimiz kangallar bile kral gibiydiler,o soğuklarda üşümezlerdi(tabi köpek üşürmü diyeceksiniz ama üşür)çünkü karınları doyuyordu, aç değillerdi,yağlı olmasada düzenli verilen temiz yalları herzaman vardı.
Şehirde insanlar üşüyor derken bazende maddiyat üşütüyor insanları,hepimizin gözü dönmüş onu alam ,bunu alam derken gir borca,batağa batmış , çık çıkabilirsen bütün bunları buradan şunun için yazıyorum bizim memleketten kar resimleri göndermiş dostun biri çayı demliyorum hadi gelin demiş çay molası, vallahi içsen o çayı ne üşürsün,nede şehirdekiler gibi kara kara düşünürsün.
İşte hanıma diyorum gel köye gidelim vallahi kandırabilirsem kışı bile köyümüzde geçirmeyi düşünüyorum ,gelmiyor inşallah gelir
Kısacası karnımız doydu ama şehirler bizleri gerçekten üşüttü.Eskiden herkes yedi sülasinden kim varsa herkesi tanır gider ona misafir olur,şimdi bakıyorsunuz yedi sülale değil amca,yeğen,gardaş birbirini tanımıyor bunda gerçekten hepimizin suçu var ama en büyük suç bu şehirlerde bu kadar soğuk olmasaydı insanlar,bu kadar üşümezdi.
Üşüyorum bu şehirlerde kaldırımları bile soğuk.Köyde şöyle bir toprağa uzandığınız zaman toprak getçekten sizi ısıtıyor.Kışın denedim karı kazıdım birgün topraktan buhar çıkıyor koyunların bile ebesi biz olurduk yayarken. Onbir, oniki yaşlarında yavrulamalarına bizler yardım ederdik yavruları'da sahiplerine verirken yavru başına erkekse bir yumurta dişiyse iki yumurta verirlerdi sahipleri..
Gerçekten dostlar oniki sene kaldığım köyümü anılarımı özlemle anıyorum amma kırk yıldır yaşadığım bu şehirlerde hep üşüyorum ve hala üşümekteyim
Ya yanlızlığımdan, yada şehrin bize vermiş olduğu soğukluktan üşüyorum,üşümekten korkuyorum.Bu korku sadece biz insanlar için deği tüm canlılar içinde aynı.Sokaklar kimesiz hayvanlarla dolu ve o hayvanlar o kadar çaresizki hangi birini doyurasınız.Bazen çaresiz kalıyorum,inanın çaresizliğimden üşüyorum.
Sırtım kalın karnım tok canım diyeceğim dostum çok, ama bu şehir beni üşütüyor nefes alamıyorum üşüyorum sanki hiç dostum yok
.
Üşüyorum
Bu şehir beni üşütüyor anne
Sırtımda palto, karnım'da zaten tok
Bu şehirde insanlık bitmiş anne
Üşüyorum anne insanlık hiç yok
Sokakta kalsan kimse dönüp bakmaz
Ocağın sönse kimse gelip yakmaz
Yaran kanarsa kimse gelip sarmaz
Bu şehir beni üşütüyor anne
Çok ocaklar sönmüş dostum kimene
Koymazlar insanı adam yerine
Helal aş girsin isterim evime
Bu şehir beni üşütüyor anne
Bırak insanları hayvanlar'da aç
Nedesem bilmemki kimdedir bu suç
Üşüyorum yüreğe vurun kılıç
Bu şehir beni üşütüyor anne
Yıldırım öyleyse git sen köyüne
Gidince katıl komşunun düğüne
Üşüme artık geldin sen evine
Bu şehir beni üşütüyor anne
Tenin üşümesi birşey değilde, esas insanın yüreği üşüdü mü işte o zaman problemler başlıyor İbrahim bey. Köy hayatı ki, insan oradan geldiyse eğer şehire biraz zor alışıyor. Neden; şehir de insan çok, o farklı farklı insanların karakterleri de farklı. Köy yalındır, riya yoktur köy insanında çoğu zaman, toprak ile uğraştıkları için midir nedir, toprak gibi uysaldırlar. Bazen duyuyoruz tek başına apartmanda yaşayan yaşlı kadınların cesetleri ancak koktuktan sonra bulunuyor evinde, bu çok hazin bir durumdur. Şimdilerde herkes köyden şehire doğru gelsede, inanıyorum ki, çiftçilerin ekip biçtikleri daha da değerli olduğu zaman ve de huzur için çoğusu köyüne dönecek. Güzel bir yazı kutlarım başarı dileklerimle...