Uyanış


Sessizliğin içinde doğar gerçek. Gürültünün arasında kaybolmuş o ses, artık fısıltıdan da alçak tonda konuşur. Dinleyen yok çünkü. Herkes kendi sesinin yankısını arıyor bu yankı odalarında.

Teknoloji bizi özgürleştireceğini söylemişti. Oysa şimdi anlıyoruz ki, en büyük hapishane görünmeyen duvarlardır. Parmaklarımızın ucunda dünya varken, ruhumuz hiç bu kadar dar mekânlarda sıkışmamıştı. Her tık bir karar, her kaydırma bir tercih, her beğeni bir kimlik parçası. Algoritmalar bizi kendimizden daha iyi tanıyor artık. Sevdiklerimizi bile onlar seçiyor bizim için.

İnsan, seçim yapabilen tek varlık olma ayrıcalığını kaybetmiş durumda. Seçenekler önceden belirleniyor, biz sadece hangisini tercih edeceğimizi sanıyoruz. Özgür irade, pazarlama stratejilerinin hedefi haline geldi. "Sen karar ver" denilirken, kararın alternatifleri çoktan daraltılmış oluyor.

Yalnızlık epidemisinin yaşandığı bir çağda, ironik biçimde herkesle bağlantıdayız. Ama bu bağlantılar yüzeysel, bu paylaşımlar anlamsız. Görülmek için yaşıyoruz, yaşamak için değil. Her an bir performans sergiliyoruz. Kim için? Bilinmeyen yüzler için, algoritmaların gözleri için, rakamların arkasındaki boşluk için.

Bellek dışsallaştı. Hatırladıklarımız bulutta, unuttuklarımız da orada. İnsanlık, kolektif hafızasını makinelere emanet etti. Şimdi geçmişimizi Google'da arıyoruz, geleceğimizi yapay zekâya soruyoruz. Şimdiki zaman ise, hiç bu kadar belirsiz olmamıştı.

Ama belki de bu karanlık, yeni bir uyanışın habercisi. Tarih boyunca en derin geceler, en parlak şafakları doğurmuştur. İnsan ruhu, köşeye sıkıştırıldığında en yaratıcı çözümlerini bulur. Sistem mükemmel sandığı anda, çatlaklar belirir. Ve işte o çatlakların arasından süzülür hakikat.

Gerçek devrim, silahlarla değil, farkındalıkla olur. Uyanmak, başkaldırının en etkili biçimidir. Kendi sesini duymak, en büyük özgürlük. Ve bazen, en büyük eylem eylemsizliktir. Sistemin hızına ayak uydurmamak, onun çarkını durduran en güçlü direniştir.

Şu anda, bu satırları okurken bile, bir seçim yapıyorsun. Bu düşünceleri kabul mı edeceksin, yoksa reddedecek misin? Her düşünce bir tohum. Hangi toprağa ekeceğin, sana kalmış.

Uyanış, bireyseldir. Ama etkisi kolektiftir. Bir kişi uyanırsa, yüzlerce kişiye dokunur. Domino etkisi böyle başlar. Ve belki de, en karanlık dönemde yaşadığımızı sanırken, aslında yeni bir çağın eşiğindeyizdir.

Çünkü gecenin en karanlık anı, şafağın hemen öncesidir.

27 Haziran 2025 2-3 dakika 42 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 1 gün önce

    Güzel bir deneme yazsısıydı Turgay Hocam. Tebrik ederim.