Uyanışın Çağrısı



Köklerine seslen, ey suskun ağaç! Toprağında yatan bin yıllık rüyanın uyanma vakti gelmedi mi? Dalların, yorgun bir bekleyişle eğilmiş göğe, ama içindeki kıvılcımı duymuyor musun? Ey kökleri derin, gölgesi geniş bahçenin yaslı bekçisi! Sen uyursan, göğü hançerleyen dikenler büyür, solgun eller toprağı taş eder, rüzgâr kurumuş yapraklarını değil, umudunu savurur uzaklara.


Bir zamanlar, gökyüzüne mavi bir kılıç gibi yükselen çınarların vardı. Şimdi kargaların şarkıları yankılanıyor dallarında, ve sen, sessizlikten bir mezar gibi örülmüş, bekliyorsun. Oysa unutma, bahçıvan geri dönmese de, toprak kendini hatırlar! Çünkü her çiçek, bir önceki baharın hatırasıdır ve hatıralar, unutulsa da, köklerinden fışkırır bir gün.


Dinle, rüzgârın fısıltısını… Yağmur, kayıp duaların izlerini taşır hâlâ. Köklerinin derinliklerinde uyuyan su, seni çağırıyor. Kalk ve silkelen! Zehirli sarmaşıkları kır, göğünü kapatan karanlığı dağıt! Çünkü bahçenin son uykusudur bu ve eğer uyanmazsan, bir daha asla uyanamayacaksın.


Ağaç, ey göğsünde bin fırtına taşıyan ulu ağaç! Kaldır başını, aç gözlerini. Çünkü umut, bir kıvılcım gibi toprağın derinliklerinden doğar ve senin uyanışın, bahçeyi yeniden bahar kılacak.


Turgay Kurtuluş

24 Mart 2025 1-2 dakika 30 denemesi var.
Beğenenler (6)
Yorumlar