Var Olma Çabası ve Dünyanın Pisliği

Bir gün kendini tanımaya başladığında,
dünyanın neden bu halde olduğunu
anlayacaksın.
Stefano E. D'Anna



Bir cinayeti engellemek için başka bir cinayet işliyoruz. Nasıl bir muammayız biz böyle ?
Dünyanın bütünüyle güzel olacağı bir günün, sadece bir günün varlığına inan var mı? Ne büyük aptallık !
Kendimizi bir ideale bağlayıp kendimizi kandırmaktan başka bir çaremiz yok sanırım . İdeal mi ? Ne ideali? Neyle kendini kandırabiliyorsan senin idealin o .
Saf var oluşun güzelliğini hiç bir vakit bütün insanlara anlatamayacağız. Anlatsakta anlamayacaklar ya da anlamamakta diretecekler. Pisliğin içindeyiz . Diyoruz ki , bu pisliği biz oluşturduk, birey birey, toplum toplum. Fakat kimse bir pislik fabrikası olduğunu kabul etmiyor. Başkalarını suçlamak ve günahı başkalrında bulmak en kolayı. Bu sayede savaşmak zorunda değilsiniz . Bırakalım insancı laflar kullanmayı. Herkes kendinden sorumludur , kendi kötülüğünden, vahşetinden ve iyiliğinden .
Sözüm meclisten İÇERİ , sen bir şeytansın, ben bir şeytanım . En yakınındaki şeytanla savaş, kendinde olanla. Bırak başkalarını düzeltmeyi, doğruyu öğretmeyi. Ayrıca elindekinin doğru olduğuna dair tek bir kanıtın yok ve sen başkalarına kendi doğrularını (?!) dayatmaya çalışıyorsun. Saçmalık . Diğerlerine kin kusmak seni temizleyecek sanıyorsun. Yanılgıdasın. Diğerlerinin senden kötü olması seni iyi yapmaz . Belki yalnız şemale bakanların gözünü boyayabilirsin . Oysa ne büyük bir ifrit olduğunu çok iyi biliyorsun. Gecelerini düşün, yalnız kaldığın zamanları .. Kendinden neden kaçıyorsun? Neden? Yalnızlıktan neden korkuyorsun, neden kaçıyorsun ondan? Şeytanlığın, kötülüğün , çirkinliğin katlanılacak gibi değil , kendinle huzur bulamıyorsun . Diğer insanların arasında gizleyebiliyorsun bunu bir nebze . Ne de olsa herkes aynı kaygıyı taşıyor ve maskeler dolduruyor dünyayı. Çıkart o maskeni . Çirkinliğini görsün insanlar fakat önce kendin gör .
Kendini bunca kutsayışın neden ? İçten içe sende biliyorsun bir hiç olduğunu. Bunu kabul etmek istemiyorsun. Ona kulak ver, çığlığını işiteceksin; sen bir hiç'sin ! Sen bir hiç'sin! Hiçliğini bilmeyen var olamaz , hep olamaz. Hiç ve Hep iç içedir , birdir. Kendini kandırmayı bırak .
'' Var olmak için önce yok olmak lazım'' der Buddha . Sen 'hiç' olmaya,'yok' olmaya yanaşmıyorsun nasıl 'var' olabilirsin ki ? İnsanların, 'hiç'liğini kabullenmeden giriştiği 'var' olma çabaları, hırsı beraberinde getirdi. Hırs gözlerimizi öylesine bürüdü ki hiç bir şeyi göremez olduk . önümüze çıkan ne varsa parçalıyoruz. Kırıp döktüklerimiz umrumuzda değil . Belki yine kendimiz iyi hissetmek , aslında iyi insanlar olduğumuzu kendimize ve birbirimize kanıtlamak adına üzülüyoruz,ağıtlar yakıp insancıl söylemlerde bulunuyoruz . Hepsi bu . Kendimizi temizlemiş , ak pak etmiş sayıyoruz benliğimizi .
Buyrunuz, hiç olduğumuzu kabullenmeden kendimiz 'var' etmeye çalıştığımız , 'var' olduğumuzu sandığımız dünya. Onu, bu 'var olma arzusu' , 'var olma çabası' bu hale getirdi .

27 Temmuz 2013 2-3 dakika 7 denemesi var.
Yorumlar