Yalnızlığım

Şimdi bozkırda dikenler içinde bir gül kadar yalnızım demiş ya şair,
Yalnızım, yalnızız...
neydi bizi bu kadar yalnızlığa sürükleyen,
neydi hepimiz ayrı ayrı yalnızlığı yaşamak ve yalnızım diye isyan etmek için bir yığın bahane bulmaya zorlayan sebep?
Bu kadar çokmu yordu bizi hayat yoksa hayatı yaşamaktan bu kadar çabuk mu vazgeçtik.
Neydi yalnızlık ?
Yalnızım diye attığımız çığlıkları kimsenin duymayışı, görmeyişimiydi yada kendimizi göstermeyişimiz mi?
Ne yaptık farkedilmek için yada farkedenlerin değerini bildikmi?
İnsanlar yalnız bırakılmaz üstad !
İnsanlar yalnız kalmayı tercih eder, neden tercih ettiğimiz birşeyi yaşarken isyan bayraklarını dikip dururuz.
Yalnızlılarını anlatmabilme çabası içine girmiş pek çok yazı okudum, her okuduğum yazıda 'evet bende yalnızım' derdim.
Birgün aynanın karşına geçtim kendimle konuştum dertlerimi mutluluklarımla mutsuzluklarımı paylaştım aynadaki yalnız olduğunu sanan kadınla. Saatlerce anlattım kendimi saatlercede dinledim. Sonra düşündüm beni dinleyen bir ben vardı, benden sıkılmayan, çaresizliklerime çare bulmaya çalışan, doğrularım gibi hatalarımıda yüzüme vuran bir ben. Anladım ki benim yalnız kalabilmem için benden vazgeçmem gerek.
Herzamanki gibi şimdide soruyorum üstad,
Sen kendine bile dost olmazken kendini bile unutmuşken sana uzatılan kaç eli farkedip avuçlarının içine alabileceksin?
Kaç kişinin seni sevmesine, sana sokulmasına, sana kendini bırakmasına izin verebileceksin?
Kaç kişiyi sevebilecek, kaç kişiye kendini teslim edebileceksin?
Sen senden vazgeçmiş kendini koskoca bir yalnızlığın içine atmış boğuluyorum diye çığlık attığında kaç kişinin tut elimden diye yalvarışını duyabileceksin?
Sen yalnızlığı yaşamayı tercih ettiysen yalnızım diye haykırmaya hakkın yok üstad zira insanlar tercihleriyle yaşar.

03 Ocak 2013 1-2 dakika 8 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (4)
  • 11 yıl önce

    Elinizde bir yara varsa â??elim, elim!â? diye feryat edersiniz, Ayağınızda bir yara varsa da öyle. Yüreğiniz acıyorsa işiniz yamandır. işte o zaman vay halinize. Bütün olaylar sanki orayı darbeliyormuş gibi gelir. Her hâdise sanki oraya dokunuyormuş gibi acı duyarsınız. Küçük hâdiseler, basit olaylar ve minik üzüntüler insanı yeis kuyusuna atmamalı ve yalnızlığın girdabına yuvarlamamalı...Bu güzel değerlendirmeniz benide küçük bir kritik yapmaya sevketti.Zevkle okudum.👍

  • 11 yıl önce

    ışıkları, tv yi kapatmadan uyurum .. bir ses olmalı ,bir gürültü ... içinden gelen aykırı ve en korkunç fillimden dahada korkunç sesi duymamak için . hadi biz buna uyumak demeyelimde sızmak diyelim . kolayı bu mu ..belki.. belki bıktıgından o sesten ,duydugun tüm seslerden daha fazla nefret ettiginden olabilir mi.. nemi anlatır ..geçmişi ..anıları , yalnışları ..vay arkadaş ne sesmiş dersin ..vay arkadaş hiç mi güzel bir şey yaşamamışım diye düşünürsün al işte bir sigaraya daha sebep oluverir gerekli gereksiz . sıçrarsın uykundan ..bazende öksürüklerle .. hat etmiş yada etmemiş olman sorun degil ..kaçamıyorsun kendinden ,kabullenemesende ,kendinle birlikte yaşamaya alışmaya çalışıoyorsun ama bir cesetle birlikte yaşamak bazen igrenç kokular salıveriyor durduk yere her tarafa ..heride kalan bir bir cesetmi yoksa senmisin ceset olan ayırdına bile varamıyorsun ..ve İNADINA YAŞIYORSUN İŞTE ..her şeye ,hatalara , ve akıl almaz insanlıklara ragmen..yaşıyorsun ..yaşamak bedava ya ..

    • hoş bir yazı kutlarım .
  • 11 yıl önce

    Yalnızlık üzerine yürekten kaleme yansıyan bu anlamlı içten duygulu paylaşım buruktu be değerli arkadaşım.. Kucak dolusu sevgi sayı çiçek ve dularla, sevdiklerinle beraber sağlık ve mutluluğna diyorum .. 👍 N.K. (Neco)

  • 10 yıl önce

    Nebahat Özdemir iyi bir yazarın istidadını sunsa da az yazması bir üzüntüden başka birşey bırakmıyor. Daha fazla yazmasını diliyorum daha fazla okumak için.