Yalnızlığın Pençesinde
Hergün bana katlanmak zorunda olan bu evde, yalnızlık ve bekarlık olgularının güzelden öte acı yönlerine tanık oluyorum. Kendisinden sıkılmaya başladığımdaysa sinsice kapılarını açarak konuklarını ağırlatıyor. Yalnızlığın benim elimde diyor, sen benim elimdesin diyor.. Bazen de dinlediğim müzik ile istemsiz bir şekilde titreşimler meydana getiren ses tellerimin ( ahenkli - ahenksiz ) düetine tanık oluyor.. Sanırım sadece sen, ben ve dudaklarından süzülen titreşimler var diyor.. Herkesten önce beni kendisinin dinlediğini göstermeye çalışıyor.. Bilmiyorum belki de hiç bir çabası yok.. Bu ev benden ne istiyor?
Kendimle paylaşmaktan bıktığım dertlerimi sanırım benden başka bir o biliyor.. En güzeli de o sanırsam, ancak bu duvarlar kaldırabilir bunları.. Bu dertlerimle kirlettiğim duvarlar..
Bu duvarlara karşı özrüm ise yine o duvarların bana sunduğu sıcaklıkta, vücudumdan akan terlerin içinde elimde tuttuğum tozlu bir bez parçası.. Şimdi ise yeni bir karmaşa seansındayım..Yine boğazımda düğümlenen ama sonra senin duvarlarında yankılanan namelerime, yine gözümden akan yaşlara, yine yine ve yine bu ihtiyar,çorak ruha katlanıyorsun....Teşekkürler evim.. Teşekkürler..
güzel bi anlatm olmş tebriklr👍