Yansır Pencereme Yazılar

Bütün yazılarmı bu odada yazıyorum. Düşündüklerimi, hayallerimi, umutlarımı bu odada kağıda döküyorum. Yaşamımın çoğu bu odada geçiyor. Yatıyorum, düşünüyorum, düş kuruyorum, sonra da yazıyorum. Yazdıklarımın akıbeti ruh halime göre şekilleniyor, belki de konusu ona göre belirleniyor. Hüzünleniyorum bazen bu odada, bazen de sevincimi gizleyemiyorum şu kahrımı çeken duvarlardan. Gülen yüzümü de gördüler yeterince, ağlayan yüzümü de. Elime kalemi her alışımda nefeslerini tuttular. Hep dua ettiler hayırlı şeyler yazmam için.

Bir de penceresi vardı şu odamın. Açtığımda dışarıdan ilhamı getirir, belki de hayatın o gerçek kokusunu taşırdı odaya. O yüzden hep açık kalırdı pencerem. Böylece duvarlar da daraldıkları havadan kurtulurlardı.

Bir de masam vardı odamda. Kalemi kağıdın üzerinde baştan sona oynattığım... Bana bazen heyecan verirdi, bazen de korkuturdu beni. Keyfimi kaçırır, sonra da gönlümü almaya uğraşırdı. Ama ben ne olursa olsun o masada yazmaya devam ederdim. Duvarlar dua ederlerdi durmadan. Hep iyilik nakşederlerdi kalbime. Ben de onları dinler, masamın başından kafamı hep güler yüzle kaldırmaya çalışırdım.

Pencereden sızan, ince güneş ışığımın naifliğiyle yazılarım şekillenir, masamın ucunda duran naçizane kitaplarım da yazılarıma birer kaynak olurlardı. Ha birde masa lambasını unutmamak lazım. Gece olduğunda, penceremin ışığı kaybolduğunda o ilham olurdu yazılarıma, gece ilhamı... Onu da tereddütsüz severdi duvarlar. Çünkü oda yazılarımın akıbetini aydınlatırdı. Hep iyilik aksederdi yazıma.

Sonlarına geldiğimde yazımın, sayfam dolar, ilhamlar birer birer dağılır, gözlerimdeki yazma raddesi son haline ulaşırdı. Kalemimin ucu daha çok yazmak ister, yazgılarını, hüzünlerini, göz yaşlarını daha bir içten yazardı. Son cümlelerde hep bir ?elveda'nın soğuk burukluğu olurdu. Veda kelimeleri sıralanırdı, satırın başından sonuna dek. Hoşçakallar, elvedalar, görüşmek üzereler bir bir sıralanırdı, her ne kadar istemeselerde...

Belki sevgiliye bir mektup olurdu yazdığım, belki de içimde cebelleşen duygulara bir sitem. Bunun akıbetini duvarlar belirler, sevinci de, üzüntüyü de onlar bağışlardı bana.

Ve yazım sonlanırdı...

Yeni bir son daha kendini gösterirdi. Pencerem kapanır, masamdaki ışık söner, kalemim solar, ve duvarların hüznü yansırdı yazımın kaderine... Ve yine hoşçakallar, elvedalar bir bir sıralanırdı baştan sona...

08 Temmuz 2011 2-3 dakika 88 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar