Yaşam Felsefesi Nasıl olmalı

Doğu’da doğacaksın…

Toprağın derin hafızasını, yüzyılların suskunluğunu içinde taşıyarak.

Bir efsane gibi büyüyecek gözlerinin kenarında sessiz halk öyküleri.

Karanlığın bile öğrettiği bir şey vardır; sabretmeyi, sezgiyi, içsel gücü…

Bunu unutmayacaksın.

Unutursan, kim olduğunu da yitirirsin.


Ama orada durmayacaksın.

Batı’ya yürüyeceksin.

Bilginin, sorgulamanın, birey olmanın aydınlığına.

Korkmadan, çekinmeden…

Çünkü bilgelik sadece bir coğrafyanın malı değildir.

Gerçek ışık, Doğu’nun sezgisiyle Batı’nın aklını bir araya getirebilende parlar.

Sen bu ikisinin tam ortasında bir köprü olacaksın.


Kendi içindeki Doğu’yu bastırmadan Batı’da yaşayacaksın.

Yanında taşıyacaksın çocukken kulağına fısıldanan duaları,

Ninenin öğrettiği sabır gibi kokan çay demlemelerini…

Utanmayacaksın, gizlemeyeceksin.

Çünkü o kültür senin kökün, senin yerin.

Ama kök, sadece toprağı değil, gökyüzünü de tanımalı.


Harmanlayacaksın...

Bir elinde hikmet, diğerinde bilim.

Bir gözünle derinleri görürken, diğerinle ileriye bakacaksın.

Kendini tek bir tarafın sesiyle değil, iki dünyanın yankısıyla kuracaksın.

Yolculuğun boyunca hem içindeki çocuğu, hem de aklı uyanmış yetişkini dinleyeceksin.

İkisinin de söyleyecekleri var.

Ve ikisi de, seni sen yapan çatlaklarda büyüyecek.


Yaşam felsefen bir sentez olacak:

Ne sadece gelenek, ne yalnızca modernlik…

Birbirini dönüştüren, birbirini tamamlayan bir bütünlük.

Köklerinle gurur duyarken, kanatlarını da unutmayacaksın.


Turgay Kurtuluş

03 Haziran 2025 1-2 dakika 40 denemesi var.
Yorumlar