Yaşam Oyunu

Hayat öyle değişik ki insan bazen şaşıyor yaşadıklarına... Sevmek o kadar da zor olmasa gerek ve yaşanılanlar o kadar acı vermese gerek ki hepsi unutulup gidiliyor işte... Yaşam hep bir uçuruma doğru götürüyor bizi, görünmez duvarların ardında aslında neler oluyor. Hangi acımasızlık ykar ki bedeni , hangi nedne öldürür insanı. Nedenler hep sürer gide aslında...

Gecelerin dil çözülmek, gündüzler soyunmaz güneşe ve karanlık kaplar etrafını çaresizce. konuşmak istesen takılıp kalır her hece boğazına, ağlamak istersin yanar gözlerin 40 dereceyle ... Ne kadar barizdir aslında yaşam düşürmek için bizi elinden geleni yapar durur. İnsanları uçurumun kenarına getirip alay eder sanki. Sussam yalnzlık, konuşsam ölüm olur...

Tüm acılarımı bir tabuta koyup gömüyorum toprağa, tüm kırıklıklarımı rüzgarla bir savuruyorum dünyaya...üzerime bir avuç toprak değilde serpilen, ömür boyu kalacak bir acı işte... Ne zaman gülmek istesem ağzım yüzüm kan revan içinde ve aslında feryatlarım ağzımdan çıkan hece...

gizli duvarlar örüp kalmak gerkeiyor aslında yaşama. o duvarlar arasında yaşamak,yaşlanmak... dışarı çıktığan an okyanus dünya bir girdap seni içine çeken ... Bazen düşünüyorumda hayat o kadar iyi bir öğretmen ki herşeyi öyle güzel anlatıyor ki kendini kandırdığını, kimliğini kaybettiğini o kadar net gösteriyor işte... Bu yolda defalarca çıkmaz sokaklara girip sonra doğru yolu bulmak zor...

Yaşadıklarımın mutlu kısımları benimle kalsın unutmak istediklerimi doldurup bir kutuya atıyorum sonu olmayan bir boşluğa... o boşlukta yayılsın tüm hatırlamak istemediklerim uzaklarda küllenip rüzgarla yalasın yüzümü... sadece küçük esinti kalsın hayatımda... Ben unutmaya hazırım tüm geçmişimi bir sayfa açıp tekrar başlamaya hazıırm... şimdi daimi dostum kalemim ve ben varım bu yaşam oyununda gersi çok boşca ...

23 Mart 2010 1-2 dakika 76 denemesi var.
Yorumlar