Yeniden elimde kalem 1. bölüm
3 ocak 2009 ankara
1. Bölüm
Eskiden .... Teknolojinin bu kadar gelişmediği zamanlar da yanı bir cep telefonumun olmadığı ... yahut bilgisayarı sadece elektronik eşya vitrinlerinde gördüğüm yıllarda... mektuplar yazardım ... sevdiğim ... yahut sevdiğimi zannettiğim kadınlara...isimler takardım onlara ..kimine menekşe gözlüm ... kimine arap .. kimine ince belli dedim ... kimi adresi zayi yüreğimin kumral kimliği oldu... kimi hayal şairin hayal sevgilisi ...ve ince belli bir bardakta sabah mahmurluğunda içilen bir demli çay gibi sevdim bir çoğunu.. onları mı sevdim onları sevmeyi mı sevdim bilemedim hiç bir zaman ... aşk kusursuz yalanlar söyleye bilmekmiş aynı zamanda ... kusurlu olsa da yalanlar konu aşk olunca fark etmediğini anladım sonra... aşk kusursuzlaştırıyordu yalanları.. boşuna dememişler aşkın gözü kordur yaaa... aşkın tozuna bulana bulana gecen ilk gençlik yıllarımda ... bir çok anı biriktirmişim meğer gözlerimin yorgun halkalarında ... ve dostluklar.... yıllara zamana mesafelere yenilmeyen küllenen ama kulunun içinde bir rüzgarla alevlenmeye hazır korlar biriktiren ... kandımı en yalnız hissettiğim anlarda bile ne kadar kalabalıkmış basım ... anlamadım ben bunca anıyı bunca unutulup yiten ... haddinden fazla suren onca ılıksıyı ... beynimin hangi ücra köselerinde sakladım ... bugün bir bir dokuyorum eteğimde ne varsa .. tek tek acıyorum kapılarını beynimin karanlık dehlizlerinde unutulmuş bir kitap gibi bir rafta sıkışıp kalmış anılarımı..hazır merdiven dayamışken 30 lu yaşlarıma...
''Her ayrılık bi vurgun
Deymeyin yaşlarıma
Benden selam söyleyin
Bütün aşklarıma.....''
Elbette benimde pişmanlıklarım ... hatalarım ... zaaflarım ... ve kahrolası acabalarım var...rüzgarda serseri.. bir defne yaprağı gibi savruldum durdum yılalar boyunca... kokumu bulaştırarak etrafa... ve özgürlük dedim bu bası boşluğun adına... her kadın veda ederken beni sevdiğini söyleye söyleye gitti ...kimi yatağımda bedenin çukurluğunu ... kimi yastığımda birkaç tel sacını bırakıp ... eski bir çorap kadar anlamsızda olsa sıkışıp kalmak istedim bazılarının bavulunun bir kenarına.. ama giderken hepsi gözlerini bir cerrah ustalığıyla kullandı ...neşter gibi kesti yüreğimi hep o son bakışlar... onun için dir kanamak derim ... ve ne zaman gözlerime buğulu bir çift gözün gölgesi düşse ... kan kaybından olurum o kaşla göz arası kalan boşlukta...hala saklarım belge niteliğinde ki anıları ... bi orta okullu kız edasıyla .. uzun zamandır açıp okumadığım kitapların arasında... kurutulmuş güller... yahut kır çiçekleri.. caka kalem yazılmış ve altına seni seviyorum diye notlar düşülmüş ders aralarında elden ele dolaşışta gelen küçük mektupları ... her ayrılık kavuşmaktır aslında demiş su an adını hatırlayamadım şairin biri ....evet öyleymiş ... her ayrılıkta yeniden kavutsum bir merhabayla başlayan yepyeni bir ayrılığa ...
..../....