Yepyeni

Ölülerimi dirilttim bugün. Kalbimin kabrinde soğuk topraklar dağınıkken affedemezdim ki kendimi. Hakkımı helal etmeden, tebessüm yapraklarımı sevmiyor papatyalarına emanet etmeden rahata eremezdim hiç. Zaten günü gelince, günümüz geldiğince ölecektik hepimiz. Peki, dünyada yaşayanı kalpte öldürmek nedendi? Çıksın gitsin kalp kapımdan, yalınayak ve öylece bir başına... Yalnız, ölmesin artık bende kimse. Katil damgası hayatımın huzurlu yanlarını öpmeye cesaret edemem ben o zaman.
‘O' vardı. O işte... Onu affettim. Çok acı çeksem de hakkımı helal ettim, şimdi bıraksın da yaşamak ayrı ayrı doğsun ikimiz için. Onu dirilttim kalbimde bugün. Sevmek hakkımı güvercinlere yem diyerek atıp da... Çünkü onu bir daha ben gibi sevemem ben. Ben, beni kaldırımdan toplamışken yeni bir ben'in elini tutmuşken ben onu ben gibi sevemem bir daha. Kapıyı açamıyorsa ve kapıyı açamıyorlarsa buyursunlar ben açıyorum. Gökyüzünün maviliği kaplıyor sevinçlerimizi; artık azat ediyorum. Kalbimde dirilttiğim ölülerimi öylece kapıdan dışarı atmak bana yakışmaz. Soluklanıp gözlerimin içine bakıp nefret etmediğimi anlamanızı istiyorum. Bir nefretim daha kalmadı artık size saklayacak...
İnsanları sevmekle başlayan inancımı denize atmıştınız, denizyıldızı ispiyonladı da öyle kurtardım. Ben sizin kadar kötü olamadım, olamıyorum. Vebalini taşımayacağım yük ağırlığımın, kambur bir nefrete merhaba demeyeceğim artık. İyileşmek yıldızlı bahar yaprakları konuyor gönlüme, hasta sevgilerin bitiş senaryoları da bana ait olsun.
Gökten üç duygu düştü, biri bana inanç yerine; biri ona yaşamak yerine; biri de hayatlarımıza yeniden sevmek yerine...
Ölülerimi gönderiyorum bugün; yeniden dirildikleri ve yaşamaları gereken hayatlarına... Bana ne mi olacak? Onların yokluğunda yeniden seveceğim ben de. Onların yokluğu varlık diyerek yaşadıkları hayatlarının varlığını bana unutturup yepyeni hayatımın varlığına armağan olsun diye...

26 Mayıs 2016 1-2 dakika 464 denemesi var.
Yorumlar