Yok Olmanın Dayanılmaz Hafifliği

Her an birlikteyiz aslında seninle ne kadar gitmiş olursan ol, ne kadar uzak olursan ol. Çünkü sen yazabildiğim kadar bendesin, bensin. Uzakta olman ya da başka bir alemde olman olmadığın anlamına gelmez. Çünkü insanlar ancak unutulduklarında yoklardır.
İnsanlar ancak ve ancak suretleri gözümüzün önünden silindiğinde bizi terketmişlerdir. Ne zaman ki artık birinin ses tonunu, adını, telefon numarasını, yüreğinizdeki heyecanını yada kıymetini unutuyorsunuz işte o zaman yok oluyorlar.

Hayat gailesiyle unutuyoruz birçok insanı yada birçok şeyi... Bazen ne zaman doğduğumuzu, birine en son ne zaman iyilik yaptığımızı, en son ne zaman babamızı aradığımızı, annemize en son ne zaman seni seviyorum dediğimizi, abimizi en son ne zaman içten öptüğümüzü, ablamıza sarıldığımızı, kardeşimizi sevdiğimizi, unutuyoruz işte en son neye kıymet verdiğimizi. Hayat akıp gidiyor ama nasıl gittiğini bilmiyoruz.

Bazen `` Ne çabuk geçti bugün! `` diyoruz bazen saniyeleri sayıyoruz. En çok mutlu olduğumuzda geçiyor zaman. Mutsuzken her şey duruyor sanki. Kendimiz mutluyken herkes mutlu ama mutsuzken herkes mutsuz. Ne kadar bencil varlıklarız bundan bile bihaberiz.

Her şey beynimle alakalı aslında. Ben seni beynimde tutabildiğim kadar benimsin, tutamadığım kadar başkasının. Unutamam asla diye bir şey yok. Her şey mutlaka unutuluyor. Eğer hiçbir şeyi unutmasaydık, hayat hiç ilerlemez gibi gelirdi. O yüzden kendinizi yok olmanın dayanılmaz hafifliğine doğru bırakın, bırakın aksın zaman.

01 Temmuz 2012 1-2 dakika 10 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 7 yıl önce

    Günün yazısını ve yazarımızı kutlarızud83eudd20ud83eudd20