Yüzümden Bir Parça Yüz

Yüzümden Bir Parça Yüz

güneşin eli pencereyi tıklattı… sesi duyan perde, kendiliğinden aralandı.

“hoş geldin” der gibi aydınlığa, hafiften yana kaydı. güneşin eli, odanın her yerini gezdi..

kadının bedeninde gezerken parmakları durdu yüzünde..

kadın araladı göz kapaklarını perde gibi.. aydınlık göz bebeklerine dokundu.


lavaboya gitti, “sen de kimsin” der gibi baktı aynaya.

musluğu açtı, musluktan akan suyu doldurdu avuçlarına, doldurdukça yüzüne çarptı.

yüzüne çarpan her bir avuç su ile avuç avuç dökülen düşleri karışıp gitti karanlık bir deliğe..

aynaya baktı yeniden.. eli havluya uzandı.. yüzünü silerken bir yüzü havluda kaldı.


odasına döndü, üzerindeki kıyafetleri değişti.


masanın yanında durdu bir süre, yüzü masada..

umudu aldı eline, masanın üzerindeki aynaya bakarken…

gözaltına sürdü umudu, umutsuz sokağa çıkmak olmazdı,

yüzüne hiç olmazsa bir umut sürmeliydi.

-sürmezse onu gören herkes “neyin var” diye soracaktı

neyi olabilirdi ki umudu da olmasa yüzünde-

ama o gün umutla kalmadı..


aşka da dokundu parmakları, aşkla kıvırdı kirpiklerini..

umut sonrası aşk, bakışlarını tamamladı.

yanaklarına hafifçe neşe kondurdu, dudaklarına güzellik..

saçlarını topladı, bu sabahki yüzünü saçları dahi kapatmamalıydı.

hafif kıvırdı dudaklarını aşksız..

solgun görünen tebessümünü beğenmedi..

biraz daha güzellik kattı.. fazlalığını peçetenin üzerine bıraktı..

öylece kaldı peçete bir dudak güzellik ile masa üzerinde..

sonra uçtu pencereden aşağı hafif bir rüzgar ile..

sokakları öpmek ister gibi coşku ile..


evden çıkmadan bir kez daha baktı aynaya..

eline bir miktar mutluluk sürerken.. ve süzülürken mutluluk ellerinden boynuna..


kapıyı açtı ve çıkmadan portmantoda duran en abartılı kahkahasını yüzüne taktı..

sokakta yürürken düşürdü kahkahasını bir çocuğun gölgesine..

yükünü atmış gibi adımları hızlandı..

o hızlandıkça yüzündeki renkler birbirine karıştı..

yanaklarındaki neşe kayboldu..

güzellik aktı gitti rüzgara kurduğu cümleler ile birlikte..

aşk uçuştu yerlere..

umut yarı yarıya yüzünde..

yoruldu yüzü..

durdu adımları..

geri döndü..

eve yaklaştıkça eğdi yüzünü yere..

-olur da biri fark eder diye yüzündeki eksik duyguları-


evin kapısını nasıl açtı hatırlayamazdı..

içeriye girdi ve kapıyı sırtı ile kapattı..

sırtı biraz kapıda dayalı kaldı..

yüzünü kovalayanlar varmış gibi..


yine aynaya yöneldi yüzü..


eline ıslak bir mendil aldı..

yanaklarında kalan neşeyi sildi..

yüzü neşesiz kaldı..

ardından dudaklarındaki güzelliği sildi..

güzel sözleri ile mendile yapışık kaldı güzelliğin renkleri..

ardından aşkı sildi itina ile..

aşksız yüzü yine aşka bulandı..

yarı yamalak duran umuda ilişti gözü..

özene özene sildi onları da..

-oysa silmezdi çoğu kez uyurken-


ıslak mendil kurudu yüzünü silerken..

yüzü ıslak kaldı..

musluğu açtı..

yüzünü yıkadı bir avuç ıslaklık ile..

yüzü daha da ıslandı..

elini havluya uzattı..

yüzünü silerken kalan yüzü de havluda kaldı..


“yarın hangi yüzü taksam yüzüme” diye düşünürken 

uyuyakaldı..

03.04.2014

Perşembe

17 Mayıs 2019 3-4 dakika 3 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar