Zaman ve Duyguların Akışı
Zaman, bazen bir nehir gibi akar yumuşak, kesintisiz ve kaçınılmaz. Bazen de bir kaya gibi ağırdır, hareket etmeyen, sadece varlığıyla insanın omuzlarına çöken. İnsan, zamanın içinden geçerken onun akışına yön vermeye çalışır, oysa zaman ne sahip olunabilir ne de kontrol edilebilir. Sadece yaşanır.
Duygular da böyledir. Kimi zaman derin bir kuyunun karanlığında yankılanan bir çığlık gibi sert ve sarsıcıdır. Kimi zaman ise, sıcak bir rüzgârın teni okşaması gibi narin ve geçicidir. Ama insan, duygularını da zaman gibi sahiplenmeye çalışır. Oysa hiçbir duygu, bir bedene ait değildir. Sadece gelir, yaşanır ve geçer.
Mutluluk, çoğu insanın peşinden koştuğu bir hayaldir. Oysa belki de insanı gerçekten özgür kılan, mutluluğu değil, var olmayı kabul etmektir. Yaşanılan her anın kendine özgü bir değeri vardır kederin, özlemin, yalnızlığın bile. Ama insanlar çoğu zaman, yalnızca mutlu olmak için yaşarlar. Oysa hayat, yalnızca mutlu olmak için değil, hissetmek için vardır.
İçindeki duygulara direnmek, zamanın akışına karşı yüzmek gibidir. Ne kadar çırpınırsan, o kadar yorulursun. Oysa insan, bazen sadece akışa teslim olduğunda gerçekten özgürleşir. Çünkü hayatın sırrı, duyguları yönetmekte değil, onlara tanıklık etmektedir.
Geçmiş, insanın üzerine sinmiş bir koku gibidir. Ne kadar yıkarsan yıka, bazı anılar hep teninde kalır. Bazıları ise, zamanla kaybolup gider. Ama her biri, insanın varoluşunun bir parçasıdır. Geçmişi reddetmek, kendinden vazgeçmek gibidir. Oysa geçmişin izleri, insanı şekillendiren haritalardır. Önemli olan, bu haritalara takılıp kalmadan, yoluna devam etmeyi öğrenmektir.
Bazen insan, her şeyin durmasını ister. Zamanın, düşüncelerin, anıların… Ama durmak, varololuşun doğasına aykırıdır. İnsan, sürekli değişir, dönüşür ve evrilir. İşte bu yüzden, en büyük huzur, zamanın içinde sabit kalmaya çalışmak değil, değişimin içinde kendi sabit noktasını bulmaktır.
Ve belki de hayatın en büyük öğretisi şudur. Zaman akmaya devam edecek, duygular gelip geçecek ve hiçbir şey sonsuza kadar aynı kalmayacak. Ama insan, her geçen anın içinde kendini yeniden keşfedebilir. Çünkü gerçek mutluluk, hiçbir şeyi tutmaya çalışmadan, her şeyi olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmektir.
Turgay Kurtuluş