Zaman ve Duyguların Akışı 9



Bazen insan, zamanın içinde değil de, zamanın dışında bir yerde yaşadığını hisseder. Herkes bir yerlere yetişmeye çalışırken, sen durup kendi içindeki sessizliği dinlersin. İşte o an, dünyanın hızla döndüğünü ama senin hiçbir yere gitmediğini fark edersin. Belki de en büyük kayboluş, bir yerlere varmaya çalışırken gerçekleşir.

Geçmiş, zamanın içindeki en ağır yüklerden biridir. Hafiflemeyi umarsın, ama ne kadar uzaklaşsan da bazı anılar peşinden gelir. Bir çocukluk gülüşü, bir vedanın soğukluğu, bir sokak köşesinde unutulmuş hayaller... Her biri, belleğin derinliklerinde sessizce yaşamaya devam eder. İnsan, hatıralarına sahip çıkmalı mıdır, yoksa onları serbest mi bırakmalıdır? İşte bunu kimse tam olarak bilemez.

Bazen geceler, gündüzlerden daha gerçek gelir insana. Çünkü gece, maskelerin düştüğü zamandır. Yalnızlık, karanlıkta daha belirgin, duygular daha çıplaktır. Gün içinde unuttuğun her şey, gecenin koynunda birer birer sana geri döner. Kimseyi kandıramazsın, kendini bile. Belki de bu yüzden, geceler insanın kendini en çok tanıdığı zamanlardır.

Hayat, unutulmuş cümlelerle doludur. Söylenememiş kelimeler, içe atılmış hisler, yarım kalmış konuşmalar... Zaman geçtikçe bazı şeyleri geride bıraktığını sanırsın, ama bir gün, bir şarkının içinde, bir kokunun aniden burnuna doluşunda, tüm o kelimeler yeniden yankılanır zihninde. İnsan, en çok neyi söyleyemediyse, içinde onu taşır.

Bazı yollar geri dönüşsüzdür. Adımını attığında, artık eskiye dönemezsin. Çünkü sen değişmişsindir, çünkü zaman değişmiştir. Eskiden ait olduğunu düşündüğün yerler, artık sana yabancıdır. İşte bu yüzden, insan bazen geçmişe dönmek ister ama döndüğünde, hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını fark eder. Ve belki de en zor şey, artık ait olmadığın bir zamana özlem duymaktır.

Ama hayat, geriye değil, ileriye akar. İnsan, kendi hikâyesini yazmaya devam etmelidir. Geçmiş, sayfaları sararmış eski bir defter gibidir. Okuyabilirsin, ama oraya yeni bir cümle ekleyemezsin. Yeni hikâyeler, ancak cesurca ileriye baktığında yazılır.

Ve belki de en büyük cesaret, geçmişi sevgiyle anıp, geleceğe umutla yürümektir

Turgay Kurtuluş 

23 Mart 2025 2-3 dakika 31 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • Baştan sona çok güzel bir yazıydı. İnsan zihninde yeni mutluluklar kuramadığında, geçmişe daha çok gider ve özler. Nostalji hastalığı bile varmış ben de yeni öğrendim. Bence geçmiş özlediğimiz kadar güzel değildi ama biz zihnimizde güzel anılar kaldığı için böyle düşünüyoruz. Sert bir kış sabahında kalkıyorsun sular donmuş, annen karları leğene doldurmuş, sobanın üstünde kazanda eritiyor. Sen yalınayak komşuya gidip pürmüz istiyorsun, dakikalarca boruya tutup suyu bekliyorsun vs. Bunları yaşadık ve yokluk güzel değildi. Daha bir sürü örnek var. Geçmişte de çile çektik hâlâ çekiyoruz. Esas olan şey kendi adıma, yaşadıklarımızı kabullenmektir. Bu bizi güçlü, umutlu kılacaktır biraz daha. Çokça tebrik ediyorum Turgay bey.👏🏻✍🏻🌾