Zaman ve İnsan Üzerine

Zaman denen doku insanı her yönden sarmıştır. İnsan her bakımdan zamana bağlı olmak durumunda kalmıştır. Hayatımızın her karesi zamana bağımlı ve bir sıralama eşliğinde geçmiş örgüsü üzerine şimdi imleği ve örme hareketi doğrultusunda ilerlemektedir. Yokluktan varoluşa yapılan yolculukta madde bir zaman sıralamasından geçerek yok oluşa ilerlemektedir. Bu insanlığın dünyasının bina edildiği geçmişten çağımıza geliş trendini ayakta tutmaktadır. Nereye kadar bu süreç devam edecektir? Bu bina bugünümüze kadar uzanmıştır ve daha çok uzayacağa benziyor. Ancak bir aşamadan sonra bu bina o kadar hızlı yükselecektir ki, ucu bucağı gözle ya da daha keskin bir gözetleyiciyle dahi görülmeyecektir. İşte o an, zaman diye bir şey olmayacak. İnsan nihayet zamanın dokusunu delip, zamansızlığın bereketini yaşayacak. İnsanlığın ufku, dünya nimetlerini zorladıkça dar zaman sınırları içerisine sıkışan imkanlar, enerji bakımından oldukça büyük bir o kadar da aktif potansiyele ulaşacaktır. Zamansızlık; ya da zamandan bağımsız bir yaşam süreci mümkündür ya da değildir. Belki de zamandan bağımsız olmak yok olmakla eşdeğer bir durumdur. Ancak buna mutlak anlamıyla yokluk denemez. Buna yukarıda yazdığım gibi varlığın yokluğu diyebiliriz. Ya da yokluğun varlığıdır. Zamandan soyutlanmak. Zamanın dışına çıkmak ayrı bir zaman ötesi boyuta geçmek. Buna içinde bulunduğumuz boyut bakımından yokluk da diyebiliriz. Ancak bu kez de geçişini başarıyla tamamladığımız boyutta var olacağız. Boyutlar arasında da varlık ya da yokluk mukayesesinin yapılmasının anlamı fazla kayda değer değildir. Boyutlar arası mutlak sabit bir değer vardır tabi ki... Bu sabit değer ilk boyuttan ikinci boyuta geçiş köprüsüdür. Bu köprü üzerinde derin araştırmaların yapılması insanlığın geleceği için büyük ölçüde faydalı olacaktır.

01 Nisan 2013 1-2 dakika 8 denemesi var.
Yorumlar