Zincir Kıran Delilikler
Zincir kıran deliliklerdi beni mahveden. Önce zincirlerimi parçaladım; sonra da zincirlerle bağlandım. Her bir parça sen oldu; her bir parçayla kelepçelendi canım.
Önce ellerime vurdun zincirlerini, kalemim kırıldı.
Ama yılmadım kanlı ellerimle bile kalem tuttum.
Bedenim paramparça olsa da kalbimi zincirleyemedim.
Düşlerimle kalbim kaldı bir elimde... Ürkek, yalnız bir ama bir başınayım zincirlerinin ortasında. Sağım yok, solum yok yerim göğüm yok yalnız sen ve zincirler. Sensiz yönsüzüm...
Düşlerim ve kalbimi kurtardım bir zincirlerinden. Düşlerim düşlerimde sevdi seni; zincirlerin duymadı bile. Kalbimin her kanat çırpışında anladım ki beni düşünüyorsun demek ki sevgilim benimle beraber kendini de zincirliyorsun...
Düşlerimi zincirlemedin bir, kalemim sessiz sessiz yazdı seni. Ürktüm demirden düşlerinden ama baktım ki sevgilim düşlerini benim düşlerime zincirlemişsin. Gözlerimi kapatınca ne parlayan metaller uçuşuyor havada ne gardiyanlar var kapıda; zincirden halkalar beni gönülden bağlıyor sana...
Zincir kıran delilikler beni mahvetti... Zincir kıran deliliklerimle beni sevdin değil mi?
Ne mahpusların acısı zincirleri dize getirdi ne de en keskin bıçkılar kesebildi zincirleri. Ne kucağında bebeleriyle ağlaşan analar ne yavrusunun yarasına merhem olmaya çalışanlar. Ne bir nişanlının yürek yakan mektupları ne de bir babanın kızına ağlayışı. Hiç biri zincirleri yıldıramadı...
Bir sana olan sevdam zincirleri dize getirdi. Nasıl sardıysa zincirler bedenimi öylece sessiz sessiz silindi. Ama sevgilim zincirler silinirken bedenimden dilimi kilitledi. Bir kalbimdesin artık bir düşlerimde... Ben seni artık hep sessizce seveceğim...