Dede Korkut Hikayeleri

— min. okuma: 12-13 dakika

Destan geleneğinden halk öykücülüğüne geçişin ilk ürünleridir. Dede Korkut Hikayeleri olarak bildiğimiz hikayelerin asıl ismi "Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan"dır. 12. ve 13. yüzyıllarda Doğu Anadolu'da ve Azerbaycan'da yaşayan İslamiyeti seçmiş olan Oğuz boylarının iç mücadelelerini, gelenek ve göreneklerini, doğaüstü güçlerle olan savaşlarını anlatır.Hikayelerde geçen Dede Korkut, yaşlı, herkesçe saygı duyulan, çocuklara isim veren kırgınları barıştıran gelecekten haber veren eğlencelerde kopuz eşliğinde şiir söyleyen biridir. Yine veli bir kimliğe sahip olan Dede Korkut'un, 295 yıl yaşadığı da Oğuzname'de anlatılmaktadır.Dede Korkut Hikayelerinde halkın ekonomik durumu da anlatılmıştır. Oğuzların daha çok hayvancılıkla geçindikleri neredeyse her hikayede görülmektedir. Yiğitlik, Oğuzlarda çok önemsenen bir özelliktir. Hikayelerde, erkeklerin isim alabilmeleri için yiğitlik göstermesi gerektiği hususu üzerinde durulur.

Dede Korkut Hikayelerinin Özellikleri

  • Hikayeler, tarih boyunca dilden dile aktarılarak günümüze ulaşmış sözlü gelenek ürünleri içerisinde yer alır.
  • Dede Korkut Hikayeleri, bir ön söz ve on iki hikayeden oluşur.
  • Nazım-nesir karışık olarak oluşturulmuşlardır. Hikayelerde, nazım yani dizelerden oluşan bölüm ağırlıktadır. Manzum olan bölümde kulağa hoş gelen bir söyleyiş tarzı görülür.
  • Dede Korkut Hikayelerinde 8.000 adet farklı kelime ve deyim yer alır.
  • Hikayelerde açık, yalın, duru ve zengin bir dil kullanılmıştır.
  • Bol bol aliterasyonlara başvurulmuştur.
  • Hikayelerde yer yer öğüt verme söz konusu olduğu için Dede Korkut hikayeleri, didaktik bir özelliğe sahiptir.
  • Dede Korkut Hikayeleri, 15. yüzyılın ikinci yarısında kimliği belli olmayan bir kişi tarafından yazıya geçirilmiştir.
  • Hikayelerde kadın ve çocuğa özel önem verilmiştir. Aile kavramı yüceltilmiştir.
  • Hikayelerin tümünde de dini unsurlar ön plana çıkmaktadır. Misafirperverlik, cömertlik, doğruluk ve adalet sürekli yüceltilmiştir.
  • Dede Korkut Hikayelerinin iki yazma nüshası vardır. Tam olan nüshası Almanya'da Dresden Kütüphanesi'nde; diğeri Vatikan Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
  • Dede Korkut Hikayeleri, Kilisli Muallim Rıfat Bilge tarafından 1916'da Arap harfleriyle yayımlanmıştır.
  • Orhan Şaik Gökyay'ın 1938'de Dede Korkut Hikayeleri üzerinde yaptığı çalışma da takdire şayandır.

Hikayeler

Dresden nüshasına göre Dede Korkut Hikayelerinde şu Oğuz hikayeleri yer alır:

  • Dirse Han Oğlu Boğaç Han Özeti
  • Salur Kazan'ın Evinin Yağmalanması
  • Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek
  • Kazan Bey Oğlu Uruz'un Tutsak Olması
  • Duha Koca Oğlu Deli Dumrul
  • Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı
  • Kazılık Koca Oğlu Yiğenek
  • Basat'ın Tepegöz'ü Öldürmesi
  • Begil Oğlu Emren
  • Uşun Koca Oğlu Segrek
  • Salur Kazanın Tutsak Olup Oğlu Uruz'u Çıkarması
  • İç Oğuz'a Dış Oğuz Asi Olup Beyrek'in Öldürülmesi

Dede Korkut Hikayelerinden Hikayeler

Dirse Han Oğlu Boğaç Han Hikayesi

Bayındır Han, her yıl düzenlediği şölenin birisinde gelecek olan konukların üç farklı çadırda ağırlanması emrini verir. Bu çadırlar; ak, kızıl ve kara çadırlardır. Oğlu olanlara ak, kız çocuğu olanlara kızıl; hiç çocuğu olmayanlara da kara çadırı hazırlar. Dirse Han'ın çocuğu yoktur. Buraya gelip yapılanları görünce onları hoş karşılamaz. Öğüt alır ve insanlara yardım edip onların hayır duasını alır. Böylece çok çok arzuladığı sağlıklı bir erkek evlada kavuşur. Oğlu zamanla büyür. Bayındır Han'ın boğasıyla güreşip onu yener ve büyük bir şan kazanır. 40 fesat kişi bunu kıskanır ve Boğaç Han'a tuzak düzenler fakat büyük bir olağanüstülük gösteren Boğaç Han bunları yener ve Oğuz ülkesine barışı getirir.

Salur Kazanın Evinin Yağmalanması Hikayesi

Salur Kazan, oğlu Uruz Han'ın uyarısına rağmen, Oğuz beyleriyle ava çıkar. Bu esnada, evine üç yüz yiğidi ve Uruz'u bırakmasına karşın Salur Han'ın yokluğunu fırsat bilen düşmanlar evine baskın düzenler. Eşi Burla, oğlu Uruz ve annesi esir alınır. Av esnasında kötü bir rüya gören Salur Kazan, düşman ellerine gider. Düşmana karşı savaşıp on bin koyununu vermeyen çoban da kendisine eşlik eder. Bunlar Oğuz beylerinin desteğiyle düşmanı yenip tekrar yurtlarına dönerler.

Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek Hikayesi

Bamsı Beyrek ile Banıçiçek beşik kertmesidirler. Birbirini tanımayan bu iki kişi bir av sırasındaki anlaşmazlıktan güreşe tutuşurlar. Bamsı Beyrek çok güçlü görünen Banıçiçek'e bir yumruk atıp kazanır. Her ikisi de esir düşer. Bu esaret dönemi çok uzun sürdüğünden bunlar evlenir. Aruz, yıllar sonra Bamsı Beyrek'i obasına çağırır. Bu çağırma esnasında ona pusu kurup onu yakalatıp sağ kolunu keser. Bamsı, esir düştüğü kaleden kaçar ve yaşanılanları Banıçiçek'e anlatır. Sonra ikisi düğün yapar.

Kazan Beyin Oğlu Uruz Beyin Tutsak Olması Hikayesi

Kazan Bey, oğlunun henüz bir kan akıtıp baş kesip isim sahibi olamayışına üzülür. Oğlu da bu aşamaları babasından öğrenmek ister. Bunun üzerine babası oğlunu ava götürür. Bu av esnasında düşman gelir. Kazan Han düşmanla savaşmaya başlar. Oğlu da babasına fark ettirmeden savaşmaya başlar. Oğlu bu arada esir düşer. Babası savaş esnasında oğluna ait olan kılıcı görünce onun esir düştüğünü anlar. Kazan Bey bunun üzerine tek başına düşmanla savaşmaya gider ve yenilir. Bu sonuçla birlikte hatun kırk kızla ve diğer Oğuz beyleriyle kafirleri yener. Böylece Oğuzlar da yurtlarına döner.

Koca Duha Oğlu Deli Dumrul Hikayesi

Oğuzlarda, Duha Koca oğlu Deli Dumrul, isminde bir er vardır. Deli Dumrul, kuru bir çayın üzerine köprü kurar. Köprüden geçenden 30 akçe, geçmeyenden döve döve 40 akçe alır. Günlerden bir gün bu köprünün yanında büyük bir oba gelip yerleşir. Obadan bir yiğidin ölmesi üzerine Deli Dumrul atıyla oraya varır. Azrail'in onun canını aldığını duyar ve ona hiddetlenir. Azrail ile dövüşmek için Allah'a dua eder.

Deli Dumrul, düzenlediği bir toyda Azrail'e denk gelir. Azrail, Deli Dumrul'dan canını ister. Deli Dumrul, canını vermek istemez. Bunun üzerine Azrail, Deli Dumrul'dan canının yerine bir can bulması durumunda yaşamasına izin vereceğini söyler. Deli Dumrul, bunun üzerine anne ve babasına gider. Onlar, bir türlü canlarını vermeye yanaşmazlar. Deli Dumrul, sonra karısına gider. Karısı buna razı olur. Deli Dumrul, bu sefer de her ikisinin de canını bağışlaması için Allah'a yalvarır. Allah, onların canını bağışlar ve onlara 140 yıl ömür bahşeder. Azrail'e Deli Dumrul'un annesinin ve babasının canını alması için emreder. Azrail, bu canları alır. Deli Dumrul ve eşi böylece 140 yıl ömür yaşarlar.

Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Hikayesi

Kanlı Koca'nın bir oğlu vardır. Kanlı Koca, Kan Turali ismindeki oğlunu evlendirmeyi düşünür. Oğlan babasına yiğit bir kızla evlenmek istediğini söyler ve kız aramaya koyulur. Oğlan istediği kızı bulamayınca babası oğluna kız aramaya çıkar. Trabzon kafir beyinin kızının tam istedikleri gibi bir kız olduğunu haber alır. Bu kıza ulaşmanın yolu üç canavarı öldürmekten geçtiğini öğrenir. Kan Turalı bunu göze alır. Oğlan kızın bulunduğu yere gider. Kafirler oğlana buraya geliş sebebini sorarlar. Kızı almak için geldiğini söyler. Kafirler tarafından içerideki boğa oğlanın üstüne salıverilir. Oğlan boğayı öldürür. Kız da oğlanı görür ve ona tutulur. Bu engelden sonra oğlanın önüne bir de aslan engeli çıkarılır. Kan Turalı aslanı da öldürür. Bir engel için bu defa da deveyi kızın önüne çıkarırlar. Kan Turalı deveyi de öldürür. Kan Turalı böylelikle Selcen Hatun'u alıp gider. Çok güzel bir yere gidip uyurlar. Düşmanlar bu defa Kan Turalı'nın üzerine yürüyüp onu öldürme gayreti içine girer. Bir zaman sonra ikisi baş başa verip düşmanı yenerler. Düğün yapıp muratlarına kavuşurlar.

Kazılık Koca Oğlu Yiğenek Hikayesi

Bayındır Han, bir gün İç Oğuz beylerini bir sohbette davet eder. Bu sohbete gelenler içerisinde Kazılık Koca ismindeki bir bey Bayındır Han'dan bir akın yapmasını ister. Kazılık Koca, bu isteği yerine getirir. İhtiyarlarla birlikte Karadeniz kenarındaki bir kaleye giderler. Kazılık Koca, kalenin tekürü tarafından esir alınır. Bayındır Han'a giden Kazılık Koca'nın oğlu babasını kurtarma isteğini iletir. Yanına 24 sancak beyini de alan Yigenek, Allah'a dua eder ve tekürü Allah'ın izniyle yener. Böylece babasını da kurtarmış olur.

Basat'ın Tepegözü Öldürmesi Hikayesi

Basat, bu hikayenin kahramanıdır. Uruz Bey'in oğludur. Basat, Oğuzların iç göçü esnasında bir arslan tarafından büyütülür. Oğuzların yaylaya çıktıkları bir zamanda bir çoban bir su kenarında gördüğü peri kızını çok beğenir. Peri kızıyla onun rızası olmadan birlikte olur. Bu da peri kızın çok zoruna gider. Peri kız bu hıncını Tepegöz'ü Oğuzların içine salarak çıkarmaya çalışır. Tepegöz, korkunç bir varlık olarak toplumun içine karışır. Bu korkunç yaratığın sadece bir gözü vardır. Bundan dolayı da tepegöz ismini alır.  Çocukların burun ve kulaklarını yer. Kişileri tümüyle yiyerek öldürür. Oğuzlar, sonrasında tepegözle anlaşma yoluna giderler. Her gün tepegöze beş yüz koyun ve bir aşçı verirler. Basat, bunu duyar ve Tepegöz'ü gözüne kestirir. Tepegöz'ün gözüne kızgın şişi saplayarak onu öldürür. Böylece Oğuzları tepegözden kurtarır.

Begil Oğlu Emren'in Hikayesi

Oğuzlara her yıl belirli miktarda haraç gelir. Bir sene de Gürcistan'dan haraç olarak bir kılıç, bir çomak, bir at gelir. Bayındır Han buna hiddetlenir. Yanındakiler buna sinirlenmemesini tembih eder. Dede Korkut da bu üç haracın bir yiğide verilmesini tembih eder. Çok yetenekli bir avcı olan Begil Yiğit, bunları kabul eder. Begil, geyikleri ok atmadan sadece ipiyle avlar. Kazan, bütün hüneri atta bulunca Begil buna sinirlenir ve hediyeleri geri verip ayrılır. Evine dönen Begil ava çıkar. Avda ayağını kırıp sakatlanır. Zamanla herkes bunu duyar. Kafir, Begil'in üzerine ordu gönderir. Begil, oğluna Bayındır Han'dan yardım istemesini dilese de oğlu bunu kabul etmeyip giyinip kuşanıp kafirlerle savaşır. Allah'a yalvarıp yakaran Begil'in oğlu kafiri yener. Diğer kafirler de kaçar. Dede Korkut, hikayenin sonunda gelip dua eder.

Uşun Koca Oğlu Seğrek Hikayesi

Oğuzlarda Uşun Koca isminde birinin Eğrek ve Seğrek isminde iki oğlu vardır. Büyük olan Eğrek küçük olan ise Seğrek'tir. Bayındır Han'ın düzenlediği sohbette bir yiğit Eğrek'e sitemde bulunur. Divan'a ancak baş kesip dolayısıyla kan döküp öylece gelebileceğini söyler. Eğrek, bir akın düzenleyerek Kara Tekür'ün kalesine kadar gider. Bu ara yaptığı tüm savaşları kazanır. Kara Tekür'ün bir oyunu neticesinde esir düşer. Seğrek, abisinin esir düştüğünü öğrenir. Kara Tekür'le savaşmaya karar verir. Kara Tekür'ün askerlerini yenip kardeşini fark edip onların kurduğu tuzağa düşmeyip onu öldürmez. İki kardeş bu zaferden sonra Oğuz iline dönüp mutlu bir hayat yaşarlar.

Salur Kazanın Tutsak Olup Oğlu Uruzun Çıkardığı Hikayesi

Tarabuzan tekürü, Salur Kazan'a bir şahin göndermeye karar verir. Salur Kazan, ava çıkar. Av esnasında şahin, Taman'ın kalesine iner. Salur Kazan bir ara şahinin arkasından gitmeye karar verir. Bu esnada şiddetli bir uykuya tutulur ve tam 7 gün uyur. Taman, ismindeki kişi Salur Kazan'ı tutsak eder. Salur Kazan'dan ısrarla kafirleri övmesini ister fakat o buna bir türlü yanaşmaz. Uruz, babası Salur Kazan'ı kurtarmaya gelir. Savaş esnasında babasını fark etmeyen Uruz, babasını yaralar. Salur Kazan, oğluna kendini tanıtır. Böylece baba-oğul mutlu bir şekilde Oğuzların yurtlarına dönerler.

İç Oğuz Dış Oğuz Asi Olup Beyrek'in Öldürülmesi Hikayesi

Kazan, her üç yılda bir Dış Oğuz ile İç Oğuz beylerini bir araya getirirdi. Kazan, bu toplama esnasında onların kendi evini yağmalamalarını isterdi. Dış Oğuz beyleri en son yağmalamada yer almadıkları gibi Kazan'la aralarına mesafe koymaya karar verirler. Bunun üzerine Kazan, Dış Oğuz beylerine Kıllı Baş isminde bir adamını gönderir. Kıllı Baş, Aruz'un mekanına giderek yardım dileğinde bulunur. Aruz, bunu kabul etmez ve Dış Oğuz beylerinin toplanmasını emreder. Kazan'a düşman olduklarını onlara anlatır ve onların desteğini alır. Beyrek, Kazan'a düşman olmayı reddettiği için öldürülür. Dış Oğuzların saldırısı sonucunda İç Oğuz ile Dış Oğuz savaşırlar. Aruz, yaralanır, kardeşi de onun (Aruz'un) başını keser. Böylece İç Oğuz ile Dış Oğuzlar arasındaki kavga da bitmiş olur. 

Paylaş:
Yorumlar