İnsanlık Tarihi ile İlgili Ufkumuzu Açan 5 Kitap

— min. okuma: 6-7 dakika
İnsanlık Tarihi ile İlgili Ufkumuzu Açan 5 Kitap

Dünya tarihinin akışı icatlar, savaşlar, çağ geçişleri, hastalıklar gibi pek çok olay sonrası şekillenmiştir. Birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda birçok dönüm noktası yaşanmış ve bunların her biri dünyanın mevcut sosyal, ekonomik ve siyasi düzeninin oluşmasında etkili olmuştur. Gerçekten de binlerce yıl öncesinde yaşanan küçücük bir gelişme ya da rastlantının, bugünün belirleyicisi olabildiğini görüyoruz.

Bugünü anlayabilmek için geçmişi bilmenin önemi inkar edilemez. Geçmişi bilmek ise belirli bir sistem ve sıralama gerektirir. Örneğin dünyanın yalnızca siyasi geçmişini öğrenmek, mevcut toplumsal düzeni anlamaya yetmeyebilir. Belirli bir coğrafyada yetişebilen buğdayın bile ülkeler arası gelişmişlik düzeyinde ne kadar etkili olduğuna şaşırmamak elde değil. İşte bahsedeceğimiz eserler, insanlığın geçmişten bugüne yolculuğunu antropolojik, genetik, coğrafi, siyasi yönlerden ele alarak bunlar arasındaki ilişkiyi çarpıcı bir biçimde sunuyor.

1- Tüfek Mikrop ve Çelik — Jared Diamond

Edebiyatta oldukça ses getirmiş, Pulitzer ödüllü Tüfek Mikrop ve Çelik, insanlık tarihi ile ilgili en kapsamlı eserlerden bir tanesi. İlk bakışta bir tarih kitabı olarak algılanıyor olsa da, biyoloji, genetik, coğrafya gibi pek çok alandan beslenerek yazılmış bir kitap. Bir Yeni Gine yerlisinin kendisine beyazların neden siyahlara göre daha çok ilerlediğine dair sorduğu bir soru, yazarın kitabı yazmada çıkış noktası oluyor.

Yazara göre toplumların coğrafi konumlardan dolayı ihtiyaç ve önceliklerinin farklı olması, şimdiki farklılıklara da zemin hazırlamıştır. Bir halk yiyecek bulmakta sıkıntı çekmediği için kendini teknik gelişmelere vermişken, başka bir halkın önceliğinin yiyecek bulmak olması geride kalmasına neden oluyor. Kitapta tarım başlangıcı, üretilen tarımsal ürünler, hayvanların evcilleştirilmesi, işgaller, çeliğin kullanılması, mikrop ve hastalıklar detaylı olarak incelenerek birçok soruya cevap veriliyor.

Tüfek Mikrop ve Çelik, dünyada olup bitenlerin farkında olmak ve bunların sebeplerini ilginç bir perspektifle anlamak isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap. Kitabı okuduktan sonra okuyucunun zihninde İbn-i Haldun’un meşhur tespiti “Coğrafya kaderdir.” bir kez daha doğrulanıyor.

Orjinal Adı: Guns, Germs and Steel

2- Hayvanlardan Tanrılara Sapiens — Yuval Noah Harari

Tüfek, Mikrop ve Çelik’in uzun yıllar insanlık tarihinin kült kitabı olarak raflarda yer almasının ardından 2011 yılında yine insan ırkının gelişimini inceleyen önemli bir kitap yazıldı. Sapiens, 30’dan fazla dile çevrilmiştir ve aynı zamanda yazarın Türkçe’ye çevrilen ilk kitabıdır. Kitap temel olarak başlarda hayvanlardan çok farkı olmayan insan türünün zamanla evrenin en güçlü ve etkili varlığı haline gelişini anlatıyor. Yazar “hayvanlardan tanrılara” derken bundan bahsediyor aslında.

Yazar, insanlığın yolculuğunu zihinsel gelişimin etkin olduğu “bilişsel devrim”, yaklaşık 12 bin yıl öncesine denk gelen “tarımsal devrim” ve 5 bin yıl öncesinden bu güne “bilimsel devrim” olmak üzere üç başlıkta toparlamış. Sapiens’in oldukça akıcı bir üslupla yazıldığını ve çevirisinin de başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Okur tarafından sıkıcı bir tarih ve araştırma kitabı olarak tanımlanamayacak bir kitap. Sapiens, benzer temada yazılmış diğer kitaplara nazaran geçmişten bugüne insanın gelişim sürecini büyük bir zevk ve heyecanla öğreten özgün bir eser.

Orjinal Adı: Sapiens: A Brief History of Humankind

3- Çöküş — Toplumlar Başarıyı ya da Başarısızlığı Nasıl Seçer? — Jared Diamond

Tüfek, Mikrop ve Çelik’in yazarından yine başka önemli bir eser Çöküş. Yazar bir önceki kitabında Batı toplumlarının bütün dünyada hakimiyet kurabilecek yeterliliğe nasıl ulaştığını, tarımsal, teknolojik ve coğrafi avantajlarını incelemişti. Çöküş’te ise uygarlıklara başka bir açıdan bakarak neden yok olduklarını açıklıyor. Kitapta yıkılan, kaybeden, çöküş yaşayan birçok uygarlığın nasıl bu noktaya geldiği, bazılarının kendini nasıl toparlayıp bazılarının ebediyen yok olduğu akıcı bir dille okuyucuya sunuluyor.

Kitapta uygarlıkların çöküşünde çevre sorunlarının ne kadar etkili ve önemli olduğu üzerinde de duruluyor. Yazar aslında toplumların ekonomik faaliyetlerinde yaşadıkları çevre kadar yetiştikleri kültürün de etkili olduğunu sıkça vurguluyor. Bu bakımdan çöküş, devletlerin çöküş ve yükselişlerinin altında yatan ekonomik, sosyolojik ve tarihsel olguları nesnel verilerle açıklayan oldukça doyurucu bir eser.

4- Ulusların Düşüşü — James Robinson/Daron Acemoğlu

Dünya üzerinde toplumların birbiri üzerinde kurduğu üstünlüğün sebepleri üzerine bir kitap Ulusların Düşüşü. Bazı devletler ticaret, sanayi, bilim, ekonomi gibi alanlarda dünya devi olabiliyorken bazı devletler bu alanlarda kendi devamlılıklarını sağlayamıyorlar. Geçmişten bugüne neden kimi toplumlar yükselişteyken kimileri sürekli olarak düşüşte seyrediyor? İşte James Robinson ve Daron Acemoğlu’nun yıllara yayılan çalışması olan Ulusların Düşüşü bu sorunun cevabını arıyor.

Kitapta anlatılmak istenen konu genel olarak karşılaştırmalar üzerinden irdelenmiş. Kuzey Kore- Güney Kore, ABD- Meksika gibi benzer coğrafyalarda, aynı tarihlerde iki milletin neden birbirinden çok farklı durumda olduğu kıyaslanmış. Tarihsel kitapların genelinde gördüğümüz gibi bu kitapta da coğrafyanın ne denli önemli olduğunu fark ediyoruz. Kitap, ülkeler arası refah düzeyini siyasi yönden kapsayıcı ve sömürgeci olmak üzere iki açıdan ele almış. Kapsayıcı zihniyetteki devletlerin yükselmeye, sömürgeci zihniyetin ise düşüşe mahkum olduğu ifade ediliyor. Gücün, yoksulluğun ve zenginliğin temellerini anlamak için oldukça değerli bir kitap.

Orjinal Adı: Why Nations Fail

5- Homo Deus — Yuval Noah Harari

Sapiens kitabıyla listelerde bir numara olan Harari, ikinci kitabı Homo Deus ile kendi deyimiyle “Yarının kısa tarihi”ni anlatıyor. Artık sapiens olmaktan çıkıp evrendeki en önemli ve üstün varlık konumuna gelen insanın mutluluk, güç, en büyük kudret olma gibi amaçlarını ve bunların nedenlerini gözler önüne seriyor. Yazar Homo Deus'un yolculuğunu anlatırken dinlerin ortaya çıkış döneminden, insanın adeta tanrı-insan modeline geçiş yapmaya çalıştığı günümüze uzanıyor. Kitapta, dünyada en önemli ve kutsal olgunun insan yaşamı olduğu ve insanların ne isterlerse elde edebileceklerine olan inancı eleştiriliyor.

Yazar, parasal dengesizlikler, beslenme bozuklukları, modern çağın getirdiği alışkanlıklar, makineleşme, duygusal bozukluklar gibi etkenleri tek tek irdeleyerek bu şekilde tek tipleşen insan ırkının gelecekte önemsizleşmeye başlayacağını öngörüyor. Kitabın büyük bir bölümünde makinelerin insan yerini alıp alamayacağı üzerinde duruluyor. Robotların gelecekte ne derece etkili olacağı ve Homo Deus'un bundan nasıl etkileneceği oldukça ilginç ayrıntılarla işlenmiş.

İnsan ırkının eski çağlardan bu yana fiziksel, biyolojik ve sosyolojik gelişimi üzerine temel bilgileri edinmiş olan herkes, Homo Deus ile insanın gelecekteki olası durumunu tüm çarpıcı boyutlarıyla öğrenebilecek.

Paylaş:
Yorumlar