Kış Günlerinde Sıcacık Bir Yaz Filmi : Biz Böyleyiz

— min. okuma: 4-5 dakika
Kış Günlerinde Sıcacık Bir Yaz Filmi : Biz Böyleyiz

Geçtiğimiz haftalarda vizyona giren Caner Özyurtlu imzalı Biz Böyleyiz filmi, içinde bulunduğumuz bu soğuk kış günlerinde sımsıcak bir arkadaşlık hikayesi ile içlerimizi ısıtarak pek çok eleştirmen ve sinema otoriteleri tarafından övgüyle karşılanıyor. Film oldukça doğal ve gerçek karakterleriyle, bizleri daha ilk andan etkisi altına alarak eşsiz görüntüleri ile kendine çekmeyi başarıyor.

Bilindiği üzere oyunculuğu bırakıp yapımcı ve yönetmen olarak kariyerini devam ettirmeye karar veren Caner Özyurtlu, yaptığı birtakım gişe filmlerinin ardından daha cesur ve kendi istediği gibi işler yapmaya soyundu. Yok Artık, Yok Artık 2 ve Maide’nin Altın Günü gibi popüler filmlerden sonra daha sanatsal projelerin arkasında olan Özyurtlu, 2020 yılı itibariyle kariyerinde büyük değişikliklere imza attı. Yapımcısı olduğu Peri: Ağzı Olmayan Kız (Yönetmen: Can Evrenol), festivallerde iyi bir başarı göstererek arthouse kategorisinde iyi bir örnek olarak listelerde yer almaya başladı. Önümüzdeki günlerde vizyona girmesi planlanan Peri: Ağzı Olmayan Kız filminden önce Biz Böyleyiz’i beyaz perdeye sunan Özyurtlu, pek çok olumlu görüş ile değerlendirildi.

Berrak Tüzünataç’tan Feminist Bakış Açısına Sahip Bir Arkadaşlık Hikayesi

Projenin ilk ortaya çıkış hikayesi ise oldukça enteresan. Daha önce sıklıkla oyunculuk tecrübeleri ile tanıdığımız Berrak Tüzünataç, artık başkalarının yazdığı iki boyutlu karakterlerden oluşan karakterleri oynamak yerine kendi hikayesini kendisi kaleme almak istemiş. Sonrasında yakın arkadaşı olan, BantMag Sinema Programı’ndan da tanıdığımız Melikşah Altuntaş ile hikayeyi paylaşmış ve sonrasında Caner Özyurtlu’yu da aralarına alarak hikayeyi daha olgun bir hale sokmuşlar.

Netice itibariyle ortaya kadın bakış açısını harikulade bir titizlikle ortaya koyan, feminist bir karakter kurgusuna sahip bu akıcı film ortaya çıkmış. Elbette ki kadroda bulunan değerli oyuncuların pek çoğunun birbirleriyle zaten arkadaş olması da hikayeye ayrı bir samimiyet getirmiş.

‘Biz Böyleyiz’ Ne Anlatıyor?

Filmin afişi ve fragmanına göz attığımızda film hakkında yeteri kadar ipucu bulamamıştık. Fakat filmi seyrettiğimizde, bu ipuçlarının zaten yersiz olacağını çünkü hikayeden çok karakterlerin ve gerçekçiliğin ön planda olduğunu fark ettik.

Çocukluk ve gençlik yıllarını bir arada geçiren bir grup arkadaşın yetişkinlik dönemleri itibariyle farklı yönlere savrulması; yıllar sonra ise bir sebepten ötürü yeniden bir araya gelmeleri etrafında yolculuk eden hikaye, bizleri çocuk ruhlu bu arkadaş çevresinin acı – tatlı diyebileceğimiz anlarına tanık ediyor. Kahkaha ile gözyaşının bir arada yürüdüğü Biz Böyleyiz, geçmişe dönük hesaplaşmalara ve pişmanlıklara parmak basıyor.

Ayrıca filmin en büyük hediyelerinden bir tanesi de Hümeyra diyebiliriz. En son 2016 yılında Kocan Kadar Konuş: Diriliş isimli yapımda yer alan başarılı sanatçı, gayet derinlikli yazılmış ve işlenmiş bir karakter ile Biz Böyleyiz’in vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiş. Hümeyra’nın yanı sıra filmin geri kalan oyuncu kadrosu da oldukça zengin isimlerden oluşuyor. Kadroda başarılı oyuncuya Berrak Tüzünataç, Engin Öztürk, Özge Özpirinçci, Şebnem Bozoklu, Meriç Aral ve Boran Kuzum gibi genç ve yetenekli isimler eşlik ediyor.

Bir Fransız romantizmi tonunda işlenen Biz Böyleyiz, yer yer bir Ferzan Özpetek, yer yer ise Çağan Irmak filmlerinin tadını andırıyor. Ancak buna rağmen özellikle de yerli sinemamızda bu tip samimi yapımlar ile pek fazla karşılaşmadığımız için kendine has bir tarz oluşturmayı başarıyor.

Filmin eleştirilecek pek çok yanı da var elbette. Örneğin pek çok final alternatifi olması ve o beklenen final sahnesinin bir türlü gelmemesi… Yapımın belki de son 20 dakikasında üst üste gelen twistler ile izleyici film boyunca alışık olmadığı bir tempoya maruz kalıyor. Yani her şey gayet rayında devam etmekte iken bir anda zaman atlamaları ve çok yönlü final denemeleri ile karşılaşıyoruz. Ancak yine de filmin sonunda ağzımıza çalınan tat, filmin genelini pek de etkilemiyor.

Son olarak eklemek gerekirse, filmin 90’lar Türkçe Pop arşivinden büyük ölçüde yararlanması da gayet lezzetli olmuş. Hele ki bu tip geçmiş hesaplaşmalarına dayanan bir arkadaşlık hikayesinde böyle nostaljik parçalara yer verilmesi oldukça isabetli bir karar. Bunun yanı sıra filmin müziklerini yapan başarılı sanatçı Nilipek de harikulade bir iş çıkarmış. İyi bir film müziğinin izleyicinin gözüne sokmadan ve hatta fark etmeyeceği ölçüde akıp gitmesi ve sahnenin dozunu yakalaması olduğu göz önüne alınırsa, Nilipek bunu çok iyi yerine getirmiş.

Paylaş:
Yorumlar