Postmodern Edebiyatın En Önemli 5 Örneği
20. yüzyılın ikinci yarısından sonra ilk defa mimari sanatı ile ortaya çıkan postmodernizm akımı; kısa sürede resim, plastik sanatlar ve nihayet edebiyat gibi disiplinlerde de benimsenerek büyük bir ivme kazandı. Yazın sanatında çoğunlukla roman türünde rastladığımız postmodernizm, modernizm sonrası olarak ele alınan bir ek biçim şeklinde kabul edilir.
Modern yaklaşıma kıyasla postmodernist yazarlar daha çok yeni biçimler arayışına girerken, aynı zamanda okurlarını, eldeki metni yeniden yazmaya davet eder. Zaman ve mekan algısını geri plana atan postmodernistler, yazdıkları dilin üzerine giderek yeni anlamlar keşfetmeyi de gözden kaçırmamayı amaçlamaktadır.
Yurt dışında James Joyce, Paul Auster, Roland Barthes, Salman Rushdie gibi yazarlar postmodern roman temsilcileri arasında dikkat çeken isimler olurken, Türkiye'de ise akım sıklıkla Bilge Karasu ile anılır. İşte dünya çapında ilgi gören en iyi postmodern edebiyat örnekleri…
5. Şampiyonların Kahvaltısı - Kurt Vonnegut
Kurt Vonnegut imzasıyla 1973 yılında yayımlanan Şampiyonların Kahvaltısı kitabı, büyük bir dönem eleştirisi niteliği taşımakla birlikte Vonnegut'un yapıtlarında çok defa karşılaştığımız unutulmaz kahramanı Kilgore Trout'u yeniden okurlarının karşısına çıkarır. Yazarın altar-egosu olarak kabul edilen ve romanda da bir bilim kurgu yazarı olarak karşımıza çıkan Trout karakteri, bu defa delilik ile burun buruna gelen bir araba satıcısıyla karşılaşır ve olaylar gelişir.
Ülkemizde April Yayıncılık etiketiyle raflara ulaşan Şampiyonların Kahvaltısı, ayrıca 1999'da Alan Rudolph tarafından beyazperdeye taşınmış, başrollerinde Albert Finney ve Bruce Willis gibi dönemin iki büyük yıldızını bir araya getirmeyi başarmıştır.
4. Madde 22 - Joseph Heller
İlk kez 2006 yılında Niran Elçi çevirisiyle dilimize kazandırılan 1961 tarihli Madde 22 kitabı, Joseph Heller'ın bol hicivli ve yarı tarihsel, sıra dışı bir dile sahip II. Dünya Savaşı konulu romanıdır. Savaşın anlamsızlığını ve iktidar gibi güçlü kavramları sorgulayan eser, savaş sırasında gelişen olayları farklı karakterlerin gözünden anlatan, bu sırada da zaman döngüsünden kopmayı göze alan cesur bir metin olarak anılır. Kitaptaki olaylar kronolojik çizgiden bir çırpıda çıkarak özgürlük kazanırken, Amerikalı yazar Heller da böylelikle dilinin özgürlüğüne kavuşur ve 1900'lerin en önemli kitaplarından birini ortaya çıkarmış olur.
İlgilenenler için yazar 1994 yılında Madde 22'nin devamı olarak kabul edilen Closing Time isimli romanını yayımlamış; daha önce 60'lı yıllarda savaş atmosferinde gördüğümüz karakterlerini bu kez 90'ların New York'unda okurlarıyla buluşturmuştur.
3. Üçleme - Samuel Beckett
Nobel ödüllü İrlandalı yazar Samuel Beckett'in Molloy, Malone Ölüyor ve Adlandırılamayan hikayelerinin birleşmesinden oluşan Üçleme kitabı, tekil okumalarla yetinemeyen okurlar için Ayrıntı Yayınları tarafından tek parça halinde raflarda bulunuyor. 1946 - 1950 yılları arasında kaleme alınan üçleme, mekan algısını ortadan kaldırarak hangi bölgede geçtiği belli olmayan, somut bir konu taşımayan ve monolog ağırlıklı, kasıtlı tutarsızlıklarla dolu bir başyapıttır.
2. Gece - Bilge Karasu
Bilge Karasu'nun ilk romanı olma özelliği taşıyan Gece, Pegasus Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüş, yazarın en sevilen kitapları arasına girmesinin dışında yurt dışında pek çok dile çevrilerek dünya çapında bir okur kitlesine sahip olmuştur. Alegorik anlatımı ile dikkat çekici bir üslup yakalayan roman, içinde barındırdığı korku, ölüm ve yalnızlık gibi temaları ustalıkla imgeleyerek dört bölümlük eşsiz bir anlatı yaratmıştır.
1. Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu - Italo Calvino
Henüz hayatınızda interaktif bir kitap okuma deneyimine sahip olmadıysanız oldukça şanslısınız. Zira bu özel tecrübeyi ilk defa Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu romanı ile yaşamanız, "Bir kitabı yazar mı yazar, yoksa okuyucu kendi kafasında mı şekillendirir?" sorusunu sormanız; sizin yazarı değil, aslında yazarın sizi okuması hissine kapılmanız, iç ürpertici bir hazza ulaşmanızı sağlayacaktır.
Kolay kolay özetlenebilecek bir hikaye barındırmayan roman, toplamda 22 bölümden oluşmakta ve Kimmerya adlı kurgusal ülkede geçmektedir. Birbiriyle alakasız gibi görünen pasajlara sahip öykü, alışıldık tüm romanların dışında, didaktikliğe başvurmaksızın okurlarıyla keyifli bir yolculuğa adım atmaktadır.