24 Kasım ve ben

24 Kasım ve ben
O gün hava çok sıcaktı, ama nede olsa kış kapıdaydı. küresel ısınmamı nedir? Hep ondan bahsediliyordu.
Okula büyük bir şevk ve heyecanla geldim,belki öğrencilerim bana bir çiçek getirir sevinirim diye ama bir yandan düşünüyorum çocuklarımın bazılarının bir simit dahi alacak parası yoktu.onun için böyle bir yarışa girmelerini istemiyordum.öğretmenlikte uzun yıllar önceki
Derin izler bırakan anılarımı yoklayınca epeyce hayıflanıyordum Bir 24 Kasım DAHA GELDİ İŞTE! Öğretmenlere parlak sözler sarf edilecek ve bir gün böyle geçecek diyordum.
Zil çaldı ağır ağır merdivenleri çıktım ve derse girdim çocuklarla selamlaşıp kürsüye oturdum.
Çocukların gözleri pırıl pırıldı. Büyük bir sevgi vardı hepsine karşı öğrencilerimin hepsini seviyordum.hepsinin ayrı bir yeri vardı bende .onlarla hiçbir sorunum olmamıştı.olsa da onlar ufak tefek şeylerdi sorunlarımızı aramızda en güzel şekilde çözerdik,hatta onlar ya sevinir yada mutluluktan sevinçlerini belirtmek için alkışlardılar.Hepsinin gözleri sevgi ile bakıyordu.
Biraz sohbetten sonra konu anlatımına geçtim. o anda kapı çaldı.iki öğrencinin kapıdan içeri
Süzüldüğünü fark ettim, birinin elinde çöpe atılma zamanı geldi denilen kuru çiçekler vardı
Yanıma yaklaştı kürsüye bırakır gibi durdu.-öğretmenim daha demeden bunları öğretmenler Odasına götür dedim. Ve öğrenciler dışarı çıkmak için kapıya yöneldiler öğretmenler günü
Yaklaşmıştı herhalde çiçekler bunun için dedim. o anda bir öğrenci hocam çöpe atılacak çiçekleri size getirmişler dedi.
O öğrenciler dışarı çıktıktan sonra yavaşça yerimden kalktım,
?Sizler hiçsiniz! hiç bir şey değilsiniz! Sizleri hiç yapacağım demiştim.
Söylediğim sözlere çok üzüldüm ve hırsıma onuruma yenileceğimi anlamıştım, sustum ders işlemeye başlamıştım üzüntü içinde dışarı çıktım. ve çocuklarla tek tek konuştum özür diliyorlardı, ya hırsım ya onurum ve gururum beni susturuyordu.
Öğretmen odasına indim yine yapamıyordum ağlayacak gibiydim 25 yıl boşuna geçmiş havanda su dövmüşüm hiç olan beklide bendim dedim belkide o çocuklar haklılar kurt kocayınca köpeğin maskarası oluyormuş dedim daha önce T.C bir öğretmeni olarak çok acı verici onur kırıcı durumlarla karşılaşmış insanlığımdan utanmış, bazen bu ülkede insanlar çıkar, makam için kötü davranışlara giriyor her şeyi yapıyordu ve bunun gibi olaylara çok rastlamıştım. Pek çok olaylar yaşamıştım HEP VATAN SAĞOLSUN MİLLET SAĞOLSUN
DEDİM.
Eşim akşam ne kadar sıkıştırsa bir şey söylememiştim. Dokunsalar ağlayacaktım. Aç kaldım
Açık kaldım daha büyük onursuzluklar yaşadım ama böyle bir şey yaşamamıştım. Bu ülkede
İnsanları harcamak için her türlü oyunları oynarlardı. o akşam çok zor geçti.
Daha sonraki gün yine o sınıfa dersim vardı sessizce derse girdim. Konuya girecek bir yol
Bulmuştum ama annesi ile görüşmüş bu konuyu annesine anlatmış annede özür dilemişti. Ama
Yinede üzüntülü idim. çocuğun ruh sağlığını bozmadan ona iyi bir ders verecek aynı zamanda ceza vermiş olacaktım.
Yavrularım biz bir gün toprak olacağız toprak olduktan sonra herkes bizi çiğneyecek belki de
Sizde her hayvan her mahlukat her şeyi yapacak bir değerimiz olur mu bilmem .çöpe atılacak
Çiçeğin daha çok değeri olur belki tohumları dökülür yeniden çiçek olur öyle değilmi şunu unutmayın 25 bin insan yetiştirdim ben belkide 100 binler tanıyacak belki, de yaşatacak dedim ve ekledim.
?haydi çöpler iş başına! Şimdi çok çalışmak lazım bir şeyler olmak için bilmiyor musunuz şimdi insanlar çöpleri değerlendirip çok şeyler yapıyorlar.
Yalnız bunu unutmayın elmas çöplüğe düşmekle sakıt olmaz yani değerinden bir şey kaybetmez Başarılar dedim ve derse başladım.






Şimdi biraz rahatladım duygularımı tatmin etmiştim o ikisinin yanında afacan bir kızımı
Göstermiştim. bu da bunların elebaşı demiştim.
Kız öğrencim bir açıklamada bulunmuştu öğretmenim o ç,çekleri müdür yardımcısı çöpe atmak için verdi dedi şimdi daha da üzülmüştüm arkadaşıma durumu açıklayıp sorunca olay
Açığa çıkmıştı. gerçekten çocuklar yanlışlıkla içeri girmişti. Ve büyük bir yanlış anlaşılma
Olmuştu.çok üzülmüştüm. Onlardan özür diledim ve onları daha da çok sevmeye başlamıştım.
Ve öğretmenler gününde 25 yılı geçirmenin plaketini aldım genç kardeşlerim baba diye hitap edince biraz daha anlamıştım.
Hz. Süleyman'ın kıssası aklıma geldi çok yaşayıp çöplükte horoz olacağıma yerimizi başkalarına bırakabilmek en iyisi dedim
Hep güzel yarınlara kavuşma idealiyle koşmuştuk hep güzel bir vatan bırakmak için koşmuştuk yerimize çekilip geçmişin muhasebesini yapmanın gerektiğine inandım.
Haydi mutlu yarınlar sizlerde var olacağım diyerek bir 24 Kasımı geçirmiştim.






Yazan: Osman Süreyya Sadi Başaran

08 Kasım 2008 4-5 dakika 2 öyküsü var.
Yorumlar (1)