Açı

O kıskanılıyordu, çünkü; her yönüyle olgun neşeliydi.. Çevresine pozitif elektrik dağıtıyordu..
Başına ne gelirse iyi kötü hep olumlu yönden bakıyordu..

Dostları için en güzelini düşünür, hep hal hatır sorardı..

Dostları ona hal hatır sorduğunda ise, gözünde siyah gözlük elinde bastonla yürüyenleri, tekerlekli sandalyede gidenleri, evinde ve hastanelerde acı içinde yatanları, sokaklarda susuz aç gezen, yollarda araba çarpmış yaralı hayvanları aklına getirir ' Bundan daha iyi olamazdım' derdi..

Çevresinde de kötü bir gün geçirenler varsa, onlara hayata hep olumlu yönden bakmalarını söyler beterin beteri var der, yukarda ki bu örnekleri verirdi..

İşin aslına barksanız söyledikleri hiç de yabana atılacak gibi değildi..

Bizim ise, ayağımıza küçük bir taş değse, bize sunulan gülün dikeni batsa sanki dünyamızın sonuymuş gibi, ölmüş, bitmiş de ağlayanımız yok muş gibi, ofladıkça püfler, püfledikçede hayıflanır dururuz..

Bilmiyoruz ki;

' Yasam ' kendi olanaklarımızdan veya seçeneklerimizden ibarettir.. Gereksiz ayrıntıları bir kenara bıraktığımızda her durumun bir seçenek olduğunu görürüz.. Başımıza gelmiş olumsuz olayları ve de yaşadıklarımıza nasıl tepki vereceğimizi kendimiz belirleriz.. Çevremizdekileri ruh halimizle nasıl etkilediğini ve kendimizinde nasıl etkilendiğimizi kendimiz belirleriz.. Nasıl bir ruh hali içinde olacağımızı kendimiz belirleriz.. Hayatımızı nasıl yaşayacağımız da olaylar karşısındaki tutumumuza bağlıdır..

-------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir Örnek: ' Kıssadan Hisse '

' Örnek alıntıdır ' Michael ve arkadaşı hastane odasında sohbet ediyorlardı..

Bir kaç yıl sonra, Michael'in ciddi bir is kazası geçirdiğini duydum. 18 saatlik bir ameliyat ve yoğun bakımdan sonra, Michael sırtına yerleştirilmiş demir çubuklarla hastaneden taburcu edilmişti. Kazadan 6 ay sonra Michael'i gördüm.

Kendini nasıl hissettiğini sorduğumda,'daha iyi olamazdım, yara izlerimi görmek ister miydin?' diye sakayla karışık yanıtladı. Teklifini reddettim, ama kaza esnasında beyninden neler geçtiğini kendisine sordum.

Michael yanıtladı 'İlk aklıma gelen şey yeni doğacak kızımın sağlığı oldu.

Yerde yatarken iki seçeneğim olduğunu düşündüm.
Ya yasayacaktım, ya da ölecek.

Ben yasamayı tercih ettim ' Korkmadın mi ? Bilincini kaybetmedin mi ?' diye sordum. Michael yanıtladı: ' ilkyardım görevlileri bana sürekli düzeleceğimi söylediler. Fakat hastaneye getirildiğimde, doktorların ve hemşirelerin yüzlerindeki ifadeyi görünce gerçekten korktum. Gözleri adeta benim öldüğümü haykırıyordu. O anda bir şeyler yapmam gerektiğini
anladım '.

Ne yaptın? diye sordum. Michael yanıtladı: ' iri cüsseli bir bayan hemşire bana sürekli sorular soruyordu. Benim herhangi bir şeye karsı alerjik olup olmadığı mi
sordu. ' Evet, yerçekimine karsı alerjim var' diye bağırdım.

Gülüşmeleri üzerine onlara dedim ki; ben yasamayı seçiyorum. Beni ölü biri gibi değil canlı birisi gibi ameliyat edin!'. Michael hem doktorlarının yeteneği, hem de inanılmaz tavrı sayesinde yasamayı basardı.

Her gün hayati dolu yasamak için seçme hakkimiz olduğunu ondan öğrendim.
-------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıdaki örnekte olduğu gibi ' Yaşama ' olan tavır ve bakış açımız her şeydir.

Önemli olan baktığımız "açı " dır

' Bu nedenle yarin için üzülmeyin, bırakın yarin kendisi için üzülsün.. Her geçen günün kendine yetecek kadar derdi vardır'.

Kaldı ki, bugün, dün kaygılandığınız yarindir.

Şimdi iki seçeneğiniz var:
Ya; ruh halinizi olaylara karşı kendiniz belirler olumlu yönden bakar geniş bakış açınızdaki gününüzü zehir etmez neşe içinde geçirirsiniz..

Yada; cam silinmedi, komşunun varda, akşam ne pişireceğim, bu gün ne giyeceğim, arabama sürtmüşler çizilmiş gibi, eften püften olaylar karşısında dar açıdan bakarsınız bütün gününüzü mide ve migren ağrısıyla geçirirsiniz..

( N.K. Ağustos 2010 )

26 Ağustos 2010 3-4 dakika 14 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar