Adak (6.bölüm)

Kör oldu sanki Efsun; lal oldu dili. Bir daha durmayacakmış gibi döndü dünya. Hani derler ya zaman durdu diye, yaşamının kanıtı tüm duyuları bitti sanki. Ne kadar kaldı öyle? Bir saat, bir yıl, bir asır? Hiç bilemedi. Zaman kavramı kalktı o an dünyadan. Kaynar sulara girdi sanki bedeni. Yokladı eliyle kendini,

?Kanım çekiliyor diye fısıldayabildi sadece. Kanım çekiliyor.

Kendine geldiğinde yerde buldu kendini, tıpkı sabah duştaki gibi, dizleri karnında anne rahmi güvenini arar gibi. Deliriyorum diye düşündü,istemsizce ileri geri sallanırken, kesinlikle deliriyorum.

Bir yumruk oturdu tam boğazının orta yerine yutkunsa gidecek, ağlasa bitecek. Hiç birini yapamadı. Deliriyorum diye diye ileri geri sallanmaktan başka hiç bir şey yapamadı bedeni. Kontrol edemiyordu ki, beyni hükmetmiyordu şu gereksiz bedenine. Sadece tek soru, tıkadı kulaklarını, duymak istemediği soru hala beyninin içinde rahat vermiyordu, emin misin, emin misin?

Kolundan tutup kaldırmaya çalışan Tuğrul un elinden sıyrıldı, hiçbir kelime çıkmadı dudaklarının arasından, ne bir ses ne bir kelime. Sus dercesine eliyle dudaklarını kapadı Tuğrul un. Usulca banyonun kapısını araladı, suyun soğukluğuna bırakırken kendini anca fark etti ayağından ayakkabılarını bile çıkarmadığını.

Tuğrul yavaşça suyun altından çıkardığında çenesi titriyordu Efsun un. Sorsan kor alevler yanıyordu içinde, geçmiyordu içinin yangını. Hiçbir şey söylemeden üstündeki ıslak giysilerini çıkardı, karşı koyacak gücü yoktu ki Efsun un. Üşüyen bedenini havluyla kuruladı Tuğrul.

?Uyumalısın, sonra konuşuruz dedi yatağa götürürken Efsun u.

Uykunun dinginliğine bırakmaya çalışırken Efsun kendini, aynı saatlerde sönen umutları gibi, kutlama için hazırlattığı masada ki mumlarda sönüyordu. Bu kahredici bitişin başlangıcına sessizce tanıklık yapar gibi.

Kendini bilmeden ne kadar yattı hiç anlamadı Efsun. Gözlerini açtığında gün çoktan devretmişti bir sonrasına. Tüm yaşananlara rağmen huzurla uyumayı başarabilen adama baktı tiksintiyle, birden gelen öğürtüyle fırladı yatağından, ikinci öğürtüye zor yetişti lavaboya.

Kustu Efsun, dakikalarca, içinde biriken öfkeyi, tutulan dili yüzünden söyleyemediklerini, tüm zehrini ve tüm umudunu kustu.
Sesine uyanıp arkasından gelen adamın yüzüne baktı sorgulayan gözlerle. Hiçbir şey söylemedi.



Mutfağa kadar takip edip sessizliğini koruyan Tuğrul

?Konuşmamız lazım dediğinde sigarasının ilk nefesini çoktan dudaklarının arasından bırakmıştı Efsun.

Kan çanağı gözleriyle Tuğrul un gözlerinin tam içine baktı. Tüm zehrini, tüm öfkesini tüm isyanını tek bir bakışla anlattı.

?Konuşalım dedi. Konuşalım ve sonuca erdirelim bu şüpheyi, yoksa ben aklımı yitireceğim.

13 Mart 2009 2-3 dakika 10 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar