Ağır Vakada Zihinsel Engelli Bir Ölüm

Saat 15'32 günlerden bir nisan pazartesi, gün olabildiğince karardı sanki gün değil gece; diğer gecelerden kara. sanki şehrin tüm ışıkları kesilmiş öylece karanlık... Birilerine anlatmam gerek eme lal dilim nasıl anlatabilir ki. Hem bir şeyler anlasam ey insanlar birden bire günün geceye dönmesini mi anlatırdım yada yağmurun nasıl bardaktan boşanırcasına yağdığını mı? İnanın hiçbirini anlatmazdım. Peki neyi anlatırdım herkesin eşit olmadığını mı? Siz duyup konuşurken benim susmaya proglandığımı mı? Hiçbir şey işitmediğimi ve zihinsel engelli olduğumu mu? Galiba bunları da anlatmazdım eğer konuşabilseydim-duyabilseydim-düşünebilsseydim bende şöyle davranırdım: Önce günün geceye dönüşmesine bakar biraz şaşırarak çokça korkakça, sonra bu ayakkabı bu pantolona yakıştı mı? Acaba yeşil darphanelerde kim şampiyon olur yada akşam ki yemek ne diye düşünürdüm-söylerdim-duyardım...
Yağmur olabildiğince yağıyor, gökyüzü hala karanlık bir su dur beni alıp götürüyor karşı koyamıyorum bağırmak istiyorum ama dilim lal bağıramam öyle ağır bir vaka ki beynim ellerime nasıl öz geçireceğini bilmiyor. Ben ve su gidiyoruz, karşı koyamıyorum, karşı koymak da istemiyorum mükemmel yaratılmış insanların içinde mükemmel olmadığım için değil: naz etmeden, ağzından değil bakışlarından işittiiğim sözler duymadan. Hem öyle iyi davranıyor ki bana su aslında karşı koymak da istemiyorum bu ne yalan söylüyeyim hoşuma gidiyor.
Gündüz eski haline döndü sanki hiçbir şey olmamış gibi... Durdu birden su sanki o da eni taşımaktan sıkılmışgibi bııraktı, karşımda olabildiğince yeşillik buğday tarlalarıymış3 gün onunla beslendim. Yenilmeyeceğini nerden bilebilirdim bu ağır düzeydezihinsel halimle hem ne yiyebilirdim başka.... herkes beni arıyor camilerde bile vaaz vermişler kayıp diye ama kimsecikler görmüyor. yavaştan hepten üşümeye başladım her an yağmur yağıyor yediklerim de mideme dokunuyor eskisi gibi lezetlli değil yediklerim. Ve gerçekten çok üşüyorum.

Şu an bilinmedik bir hyerdeyim sizden bir şey istemiyorum. Ey insanlar siz mükemmel olduğunuz için yine hangi kazak hangi pantoluna hangiz bluz hangi eteğe yakışıyor diye düşünün.
Kendinize iyi bakın......

***Bu öykü pazartesi günü yağmurda kaybulan ve cuma günü bir buğday tarlasında ceseddi bulunan özürlü bir çocuğa adanmıştır ruhu şad olsun***

16 Nisan 2011 2-3 dakika 8 öyküsü var.
Yorumlar