Aldatılmış Kadının Öyküsü(2)

Hande, Serdem'in kendisine ne konuda şart koyacağını merak ediyordu.
Serdem;
-- Benimle kalabilirsin ancak biliyorsun ben tek yaşıyorum ve kendi ihtiyacımıda kendim karşılıyorum. Bu zamanda iş yok, çok zor iş bulmak; ama biz kızlar için fazla zor olmayan ve yasal olmayan bir iş daha var.
Hande;
-- Ne işiymiş bu, hem zor olmayan hemde yasal olmayan.
Serdem;
-- Ne olacak canım, anlayamadın mı? Bir çeşit erkeklerin gönlünü eğlendirme hatta biraz daha fazlası.
Hande;
-- Sen ne dediğinin farkında mısın?
Serdem;
-- Tabiki farkındayım. Eğer istemiyorsan zorlayacak değilim; ama benimle birliktede o zaman kalamayacaksın. Kusura bakma, yani olmaz. Üzgünüm.
Hande, bu duyduklarının karşısında hem şoke olmuş durumdaydı hemde gidecek bir yerinin olmadığı düşünüyordu.
Ortamı kuru bir sessizlik aldı birkaç dakika. Bu sessizliğin ardından Hande;
-- Peki, tamam, ne yapalım; ama şimdiden söyleyeyim biraz zaman ver bana olur mu?
Serdem;
-- Tabi neden olmasın; ama korkma alışırsın. Hem alışamayacak ne var ki.
Serdem Hande'yi bir odaya götürerek;
-- Burası artık sana ait burada yatarsın. Şimdi ben çıkmalıyım. E bilirsin böyle işler bekletmeye gelmez diyerek sinsice gülümsedi.
Hande odasına geçerek yatağına uzandı. Derin bir of çekerek gözlerini kapamaya çalıştı.Ne var ki uyuyamıyordu,her gözünü kapatışında annesi ve o adam gözlerinin önüne geliyordu.
Daha sonra şuan ki halini düşündü;
-- Ben ne yapıyorum böyle ''Allah'ım'',diye titrek bir sesle of çekti.
İçinden - hoşça kal - dedi annesine ve tüm geçmiş hayatına. Kaçıp gitmeseydi, annesine hesap sorsaydı ne olurdu acaba?
Her şey tekrar eskisi gibi mi olurdu, yoksa daha mı kötü şeyle olurdu?
Gece boyunca uyuyamadı. Sabah Serdem'in o çirkin sesiyle uyandı. Birkaç adamla konuşuyordu belliki Hande'yi pazarlıyordu.
Hande, bunu ne olursa olsun yapamayacağını düşündü. Kapıyı açtı ve hızlıca koridordan geçip, dışarıya açılan kapıya yöneldi. Kapıyı açıp sokağa doğru koştu. Ağlaya ağlaya ve annesi ile Serdem'e nefretini bağıra bağıra gitti.
Serdem, bu olay karşısında şaşkınlığını tutamadı.
Handenin arkasında;
-- ''Defol git, bir daha gelme seni geri zekâlı'' diye bağırdı.
Bir parkta oturan Hande, artık hiçbir umudunun kalmadığını düşünüyordu. Tam bu sırada üzerine bir insan gölgesi düştü. Başını kaldırıp gölgenin kime ait olduğuna baktı. Gördüğüne o kadar şaşırdı ki O an yüzünde bir gülümseme belirdi.
(devamı 3. bölümde)

05 Ekim 2010 2-3 dakika 8 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (3)
  • 13 yıl önce

    yorumlarınızı bekliyorum....şimdiden herse teşekkür ederim. Saygılarımla ve sevgilerimle...🙂🙂

  • 13 yıl önce

    ilk bölümünü okuyunuz mutlaka..:) :)

  • 13 yıl önce

    allah handenin yardımcısı olsun çok karışık bir durum işin kolay gelsin

    daim ol