Ali Dayı

Lise yıllarımda Ekim aylarıydı. Çok sevdiğim Ali dayının ölümü arkadaşlarımı üzdüğü gibi beni de hayli yıpratmıştı. Beni ve arkadaşlarıma her gördüğü yerde okuldaki öğrendiğimiz derslerle ilgili sorular sorar; bilgi dağarcığımızın genişlediğini gördükçe gözbebeklerinin parladığını ve gülümsemeyle başını sallayıp doğruluğunu ispat ederdi.

Ali dayı sabah namazıyla camiden çıktığında köy kahvesinde kahvaltıya kadar bizim ilçe lisesine gittiğimize değin eşlik ederdi. Bize olan ilgisine memnunduk. Bu memleketin gizli silahlarından biriydi. Böyle Ali dayılar günümüzde artık yoklar ya da biz rastlaşmıyoruz.
Ali dayı Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu yaşamış, Atatürk ilkelerini sahiplenmiş bir o kadar da İslamla barışık Milliyetçi bir kişiliğe sahipti. Ne büyük adamlar, ne ihtilaller, ne bereketli günler görmüş geçirmiş adamdı. Eski toprak derler ya toprağı sıksa suyunu çıkaracak Anadolu insanıydı. Atatürk'ün dediği gibi, köylü milletin efendisiydi. O Ali dayıydı. Arazide işi olmadığı zaman mutlaka takım elbise giyer; boyalı ayakkabısıyla tıraşlı olurdu.

Sanki başka biri, yetiştirilmiş ya da yeteneklimiydi.
Nasıl olursa olsun o bizim Ali dayımızdı.

Bir sabah tarlaya traktörüyle buğday ekimi yapmaya gitmiş. Gelirken yolda yağmura yakalanmış. Eve geldiğinde kocakarı misali ilaçlarla birkaç gün evde iyileştirilmeye çalışılmış. Bronşite çevirmiş, ciğerlerini üşütmüş; hastalığı ağırlaşmış. Bu ne iştir dağ gibi adamı yıktılar. Bu nasıl aile canavara dönüşmüş mirasyediler. En son duyduğumda Hastaneden cenazesini getirmişler. Gözlerimde yaşlar dökülürken kalbimde acıdı. İdealistim ölmüştü.
Nerdesin be heybetli ilim sahibi Ali dayımız. Kim bekleyecek şimdi bizi sabahları okula giderken. Kim uğurlayacak anılarda kaldın Ali dayı. Toprağa verdik; sonrası dualarımızla sana rahmet okuduk tanrıya toprağın cennete olsun diye. Mezar başında çiçeklerini unutmadım Ali dayı.

Belki hepimiz üniversite bitirmedik. Belki büyük adam olamadık. Yinede iş sahibiyiz. Birer aile kurduk. Bizde göremediğin yükselişleri çocuklarımızda göreceksin, hepsi birer aslan parçası. Atatürk'ün bize emanet ettiği vatan toprağını bayrağını koruyacakları Milliyetçi ruhlarıyla savunacakları İslam senteziyle yoğrulmuş vatana hayırlı gençler yetiştirdik. Bilgileriyle Türkiye'yi biraz daha ileri götürecekler.

Ali dayı, inanıyorum ki beni duyuyorsundur. Gözlerin yine doldu değil mi?

Biricik Ali dayımız

26 Nisan 2012 2-3 dakika 2 öyküsü var.
Yorumlar