Anlaşılmaz korkular

Üniversite ikinci sınıfta ailesinden uzak yaşayan bir gençti Yusuf, kendini umutsuz durumda bırakacak bir durumu da yoktu. Bir gün eve gitti, akşam olmaya yakın bir saatte, içinde bir sıkıntı vardı anlamadı. Kanepeye oturdu, ellerini başının arasına aldı. Daha önce hiç başına gelmemişti bu gibi bir durum. Ne yapacağını şaşırmıştı. Aklından geçenlere engel olamıyordu. Sanki her an olmasını bekliyordu ama ne olacağını bilmiyordu. Tek bildiği kötü bir şeyler olacağıydı. Beynini kemiriyordu bu düşünce, sessizlikle boğuşuyordu adeta. Dudaklarından dökülen sözleri beyni algılamakta yetersiz kalıyordu. Bir şey vardı dilinin uçunda söyleyemediği, söylemekten korktuğu bir söz. Ne düşünmek istiyordu ne de kendini alabiliyordu. Zaman ilerlemek bilmiyordu. Sanki şehir sessizleştikçe büyüyordu içinde ki kötülük. Dualar etmeye başladı, kendi kendine ses verip ''Allah'ım sabah olsun yardım et bana Allah'ım'' Sonra da kendi kendine cevap veriyordu. Bu sabahın sonrasında bir akşam daha olacak sonra bir aksam daha...
Yusuf çaresizdi. Eli kolu bağlı bir halde bekliyordu. Ne olacağını bilmeden sadece kötü düşüncelerin hapsinde esir olduğunu kabullenmişti artık. Bir soru sordu kendi kendine,''insan hayatını hep ama ve keşke kelimelerinin gölgesinde yaşamak zorunda mı?''
Yusuf kendinle konuşmaya başlamıştı artık ve devam etti sözlerine: oysa ki ne güzel sözdür iyi ki, iyi ki ile devam eden cümleler. Bir çözümü olmalı yaşamak denen saplantının, bu kadar kolay pes etmemeli insan. Direnmeli her an ayakta kalmak için savaşmalı. Sonra aklına radyo dinlerken bir gece programında sunucunun söylediği bir söz geldi. Şairin biri kendi karamsarlığını yıkmak için şöyle der ''Şimdi kışı yaşıyorum ne güzel o zaman demek ki önümde koskoca bir bahar var''
Yusuf kendi kendine umut vermeye çalışıyordu. Sabah olmaya yakın ezan vakti gelmişti. Yalnız ve kimsesiz bir halde odasının en uç köşesinde umut dolu sözler söylüyordu kendine: ne güzel şey yarına umutla bakmak. Bir gülüşün iyimserliğinde sabaha merhaba diyerek uyanmak. Hadi gül diyor yüreğim, bu karamsar düşüncelerime ve aklıma inat hadi gül ne duruyorsun?
Yusuf'un yüzünde bir tebessüm beliriyor. Aklında korku, içinde bir karamsarlık dudaklarında o söylemek istemediği sözle uykusuna yenik düşüyor. Keşke olmaydı keşke...

10 Ocak 2010 2-3 dakika 7 öyküsü var.
Yorumlar