Ansızın

Çamurlu bir mahalle de,
Masum ama gerçekçi bir gülücük
konardı
Kerpiçli damlara,
Mutluluğu simgeliyor du o kirli
Yüzlü çocuklar.
Akşam üstü kara trenler belirirdi
Her vagonda biraz acı biraz gurbet
Biraz da mutluluk vardı.
Çocuklar o kirli ellerindeki bilyeleri
Bırakıp bakakalırdı,
Benim gönlümü süsleyen o masum, Masum
Bakmalarıydı,ve hallerinden hiçte
Şikayetçi değillerdi, bir martının
Süzülmesiydi gözleri,
Ansızın bir çocuk belirdi,
Köşe başında çatık kaşlar,
Mavi gözler bir ürkek ceylanı andırıyor du
Bakışları,
Elinde henüz oyun oynanmamış bir top
Sormadan edemedim neden? Sen
Oyun Oynamıyorsun dediğimde
Boynu nu büktü, tedirgin tedirgin başını
Kaldırarak şu hokkalı sözleri çıktı
Dudaklarının arasından, ben babamı annemi çok
Seviyorum üstelik babam çalışmıyor bu topla
Oynarsam çabuk eski olur ve yırtılır,
Babam bana top almak için iki tane olan tencerenin
Biri ni sattı bana bu topu aldı, Şimdi bunu
Yırtarsam babam diger tencereyide satar bana yenisini almak ister, ben babamın ve annemin aç kalmasını
İstemem, senin bir gözün kör olsa diğeri görür
Ya ikisi de kör olursa nasıl beni görebilirsin ki, dedi
Sustum
Konuşamadım,.
Gözlerimden yaş degil sanki kan
Geliyordu, Dizlerim gövdemi kaldıramaz hale
Gelmişti, çöktü gözüme karanlık
Adını koyamadım bendeki
Yıkılışa.......

22 Ocak 2015 1-2 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar