Asaf'ın Yeşil Işıkları..

Gündüzün geceden umutlarla sıyrıldığı bir sabahtı..
Ve ben heyecanla elbiselerimi giyip aynanın karşısında
Saçlarımı ıslatıyordum?
Bu gün güzel bir gün olacaktı..
Annemin akşam verdiği sözleri kuşanıp dışarı çıkacaktık onunla..
Annem maaşını almıştı ve bana o çok sevdiğim ayakkabıyı ve formayı alacaktık.
Tüm hazırlıklar bitti ve biz evden çıkıyoruz?
Tam evin kapısından dışarı çıktık binanın aydınlatması söndü
Ve ben hızlı bir şekilde düğmeye bastım herhangi bir kazaya uğramadan
Annemi o çarşıya götürecektim!!
Bu sefer garanti olsun diye onun önünde yürümeye başladım
Ya düşerse?
O küçük bedenimle tutacaktım onu, aslında onunla birlikte hayallerimi
Tutacaktım ve bu yüzdendi cesaretim.
Binadan dışarı çıkınca tüm gökyüzü selama durmuştu
Tanımadığım insanların yüzünde haklı heyecanımı okuyordum..
Çok şanslısın asaf ...
''Annen sana ayakkabı ve o çok sevdiğin formayı alacak?? der gibi bakıyordu gözler bana..

Otübüs duragına yürümeye başladık ben mahçup bir şekilde..
Anne minibüsle gitsek daha iyi olmazmı..hem çabuk gideriz dedim..
Oysaki evdeki hesap çarşıya uymalıydı ve ben bunu hesaplayamamıştım..
Aslında toplu taşımayı pek sevmiyordum..
İnsanların eski zamanlarda ki köleler gibi çalışmak için bir yerden başka bir yere
Sevk edilmek için birada istiflenmiş görüntüsü beni üzüyordu..
Hatta yolda özel taksilerle yanımızdan geçen insanlarının otobüsün içine hüzünlü bakmaları
Kötü hissettiriyordu beni kendime oysaki daha sonra öğrendim ki
Taksiden bakanların bir günlük bir maceranın içinde olduğunu
ve yarın yine o otübüsün içinde olduğunu bildiği için hüzünle baktıgını ögrendim..
Çünkü zenginler geçmişine geri dönüp bakmazdı..
Ben bunları düşünürken otobüs son duraga gelmişti..
Karşımda hayallerimin ülkesi duruyordu..
Beyazıd kapalı çarşı?big bazaar..
Heyecandan kırmızıda geçmişim ve annemi yeşilde bıraktım?
Adım adım yürüyoruz yeşilin özgür bıraktıgı annemle?
Çarşının içindeyiz ve ben sanki elimde sihirli bir değnek
Neye dokunsam annem alacakmış gibi
Her şeyi sahipleniyordum
Ve artık hayallerden çıkıp gerçek gözlerle bakıyorum hayata ve anneme..
Birden annem elindeki umutlarımı sakladığı büyülü cüzdanına elini atıp..

Oğlum? koş bize oradan iki tane su al..çok sıcak içelim..
Aslında çok kötü bir zamanlama tam da her şey bitecekti
Alacaktık ayakkabıları formayı..
Ah anne ya..
Ya ben gelene kadar annemin başına bir şey gelirse
Ya gelince bulamazsam
Yapacak tek bir şey var bunları ögrenmek için suyu almak..
Ve her adımda ardıma binkez bakarak suyu almak için koştum..
Döndügümde annem aynı yerindeydi..
Ve hiçbir zaman solumu acıtmadı bu yüzden aynı yerde hep annem.

Ayakkabı ve formaları aldıktan sonra başladıgımız yere geri dönmek için
yeşil ışıklarda yürüdük artık umutlarım hayallerim poşetin içindeydi..
Ve annem bayaz saçları ile gökyüzünü hüzne boguyordu..
Otubüsün camına dayamış başını geçmişe neşter yarası gözlerle bakıyordu..
Dalıp gitmişti?
Beklide babamı özlüyordu?
ve şimdi aradan yıllar geçti ve ben annemi özlüyorum..
ve formayı aldıgımız gün oynadıgım maçta
yenilmiştim anne beni affet..........

08 Ağustos 2008 3-4 dakika 3 öyküsü var.
Yorumlar